Lojistik
Giriş Tarihi : 13-11-2014 17:06   Güncelleme : 13-11-2014 17:06

Hava kargonun akıbeti ne olacak?

UTİKAD Genel Müdürü Müjdat Mandal, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar’ın yanan kargo terminaline kadar uzatılmasını değerlendirdi.

Hava kargonun akıbeti ne olacak?

UTİKAD Genel Müdürü Müjdat Mandal, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar’ın yanan kargo terminaline kadar uzatılmasını değerlendirdi.

Geçtiğimiz aylarda Atatürk Havalimanı (AHL) Dış Hatlar Terminali’nin, 2006 yılında yanan kargo tesislerine doğru büyütülmesi gündeme gelmişti. Buna göre AHL Dış Hatlar Terminal Binası, 24 Mayıs 2006’da çıkan yangında kullanılamaz hale gelen ve şu an boş bir alan olarak duran C Terminali Kargo Binası’na doğru uzatılacak.

Yapılacak genişletme çalışmaları sonunda 268 bin metrekarelik Dış Hatlar Terminali’ne 17 bin metrekare eklenecek ve terminal 285 bin metrekareye genişleyecek. Terminalin 23 olan körük sayısı 6 ilave ile 29’a, yıllık 20 milyon olan yolcu kapasitesi de 30 milyona çıkacak. Artan yolcu talebine paralel olarak yoğunluğun yaşandığı İç Hatlar Terminali’nin kapasitesi de, yeni yolcu körükleriyle arttırılacak.

Atatürk Havalimanı’ndaki 7 bin 500 araç kapasitesi otoparkta genişletme çalışmaları kapsamında büyütülecek. Atatürk Havalimanı VIP Salonu da yeni binaya taşınacak. VIP salonu daha büyük ve daha konforlu olacak.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Genel Müdürü Müjdat Mandal’a yanan C terminalinin dış hatlara katılma projesini nasıl karşıladıklarını sorduk. Mandal, “Dış hatlar terminalinin büyümesi doğal, mevcut dış hatlar terminalinin tevsi programına alınması lazım. Yolcu terminalinin genişlemesi yolcu taşımacılığının olmazsa olmazıdır. Dış hatlar terminalinin genişletilmesi yolcu taşımacılığı için sevindirici bir durum” diyor.

Mandal AHL’de yolcu taşımacılığı için geçerli bu durumun, kargo için söylenemeyeceğini de vurguluyor. “Kamuoyuna bir gerçeği hatırlatmakta fayda var” diyen Mandal, “Bu gerçek Türkiye'nin en büyük hava kargo merkezini büsbütün tesisten yoksun hale getirmemelidir. Mevcut kargo tesisleri, sürekli vurguladığımız gibi bugün ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte değil. Bizim Devlet Hava Meydanları İşletmesi ve Sivil Havacılık yetkililerinden aldığımız bilgilere göre Atatürk Havalimanı’ndaki eski pist, yaklaşık 400-500 m. civarında Ataköy’e doğru uzatılarak iniş ve kalkışlar açısından daha uygun hale getirilmesi planlanıyor. Bu işlemler gerçekleştirilirken de yol, by-pass edilerek en geriye alınıyor. Bu arada da Türk Hava Yolları Genel Yönetim binasının bitişiğinde bir kargo terminalinin inşası söz konusu. Ama bununla ilgili herhangi bir somut bilgi yok. Bunu kim yapacak, nasıl yapacak, ne yapılacak? Herhangi bir şey söylenmiyor. AHL’de hava kargo taşımacılığında merkezi bir bölümde olan kargo tesislerinin akıbetinin ne olacağını bilmemiz ve ne şekilde bir yapılanmaya gidileceğini öğrenmek de sektörümüzün en büyük isteğidir.” diye konuşuyor.

“AHL’de kargo ihmal edilirse dünyaya rezil oluruz”

Türkiye’de uluslararası hava kargo sevkıyatlarının yapıldığı başlıca 8 hava limanı arasında en büyük payı AHL’nin aldığına işaret eden Mandal, “2007 yılında Türkiye’den havayolu ile ihraç edilen yaklaşık 1 milyon ton kargonun, resmi rakamlara göre % 70’i, ithal edilenin ise % 69’u AHL’de elleçlendi. Ancak sektör profesyonellerine göre bu rakam gerçekleri yansıtmıyor. Zira sözü edilen bir milyon ton kargoya maalesef ticari olmayan ‘bagaj’ da dahil. Elleçlenen ticari eşya miktarının yaklaşık 320 bin ton civarında ğu tahmin ediliyor. Bunun yaklaşık 280 bin tonu yani yüzde 87’si Atatürk Hava Limanı kargo tesislerinde elleçleniyor” diyor.

UTİKAD Genel Müdürü Müjdat Mandal 50’yi aşkın havayolu taşıyıcısının AHL’ye sefer yaptığını ifade ediyor ve “AHL’ de 70 yılı aşkın süredir faaliyet var. Bu faaliyetlerde hem yolcu hem de kargo taşınıyor. AHL’den birden bire kargo kopartılamaz. Burası bir merkez. Yolcu ve hava kargo taşımacılığının odak noktası. Atatürk Havalimanı’ndan kargoyu dışlarsanız, şayet böyle bir şey gerçekleşirse dünyaya rezil oluruz” uyarısını yapıyor.

“Sabiha Gökçen’de kargonun canlanması tarifeli seferlere bağlı”

AHL’ye alternatif olarak Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kargonun canlandırılması arayışlarını da değerlendiren Mandal şunları söylüyor. “Ülkemizden yurtdışına ve yurtdışından ülkemize kargo uçaklarıyla taşınan kargo miktarı, toplam miktarın yüzde 10’unu dahi teşkil etmiyor. Yüzde 90’lık bir miktar yolcu uçaklarının gövdesinde taşınıyor. Bunu dikkate almamız gerekir. Dolayısıyla, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kargo altyapı tesislerinin hazırlanması ile kargonun istenen doluluk oranına gelmesi için, özellikle THY başta olmak üzere Lufthansa, Air France, Delta vb. bilinen havayolu taşıyıcılarının sefer yapması halinde Sabiha Gökçen Havalimanı’nda hareketlenme olur. Bugün Sabiha Gökçen Havalimanı’na sefer yapan havayolları, AHL’ye sefer yapan havayollarından çok farklı. Dolayısıyla önemli bir kargo potansiyeli oluşmuyor. Kargo acentelerinin Sabiha Gökçen’de konuşlanabilmeleri için mutlaka tarifeli sefer yapan havayolu taşıyıcılarının hat açması gerekir.”

“Havayolunun hızını gümrük işlemleri yavaşlatıyor”

Sabiha Gökçen Havalimanı’nda gümrük işlemlerine hız kazandırılması gerektiğini söyleyen Mandal, “Hava kargo demek hızlılık, la yarışmak demektir. Bir transit aktarma için günlerce uğraşılmaması lazım. Havalimanı’nı işleten ISG’ nin bunu göz önünde bulundurması ona göre önlem alması gerekir. Sabiha Gökçen gümrük müdürlüğünde kısıtlı sayıda personel çalışıyor ve işlere yetişemiyor, mutlaka personel takviyesi gerekli. Sürekli vurguluyoruz: Kargo gümrüklerinin de yolcu da ğu gibi 24 saat açık olması lazım. Özellikle AHL’de ve daha sonra Sabiha Gökçen Havalimanı’nda buna ihtiyaç var” diyor.

Mandal, Sabiha Gökçen Havalimanı’nın işletmesini üzerine alan LİMAK Grubu’nun yolcuyla birlikte kargonun da daha işler hale gelmesini istediğini kaydederek, bunun için de altyapının geliştirilmesi, sağlıklı bir hale getirilmesi gerektiğini belirtiyor. “Altyapının geliştirilmesiyle birlikte buraya konuşlanacak olan hava kargo acentelerinin büro ve depolama alanları ihtiyacının da karşılanması gerekir” diyerek sözlerine devam eden Mandal, “Bunların da kira düzeylerinin elverişli düzeyde kalması lazım. AHL’de Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin uyguladığı kira bedelleri bugün astronomik seviyede. Dünyanın hiçbir havalimanında böyle fiyatlar yok. Mevcut mali kriz şartlarında havalimanındaki bürolar kapanıyor. Buna dikkat edilmesi lazım” açıklamasını yapıyor.

“Çorlu’daki proje sektörümüze verimlilik kazandırır”

Ulaştırma Bakanlığı’nın, 2006 yılındaki yangından sonra, hava kargonun Çorlu Havalimanı’na kaydırılacağı yönünde açıklamalarını hatırlatan Mandal, UTİKAD olarak bu yöndeki açıklamalara ilk etapta tepki gösterdiklerini söylüyor. Mandal itirazlarının nedenini ise şöyle açıklıyor: “Hava kargo taşımalarını, yolcu taşımalarından ayıramazsınız. Çorlu Havalimanı, kargo uçaklarının iniş ve kalkışları açısından da kısıtlı bir havalimanıdır. Aynı da bu uçaklar ülkemizde elleçlenen hava kargonun çok küçük bir bölümünü taşımaktadır. Ayrıca acentelerimizin, maliyetlere son derece hassas olan müşterilerinden, 110 kilometre uzaklıktaki bir havaalanına teslimat yapmalarını talep etmesini isteyemezdik.”

Geçen süre zarfında, Tekirdağ Valiliği öncülüğünde, Çorlu bölgesini ülkemizin önemli bir lojistik merkezi haline getirecek bir proje hazırlandığına dikkat çeken Mandal, “Projenin hayata geçirilmesi için ciddi adımlar atılmıştır. Bu projeye göre Çorlu Havalimanı yakınlarına 1500 dönüm arazi üzerine bir lojistik merkez kurulacak ve bu merkeze, Tekirdağ Akport ve inşası planlanan Asyaport konteyner limanlarına demiryolu bağlantısı sağlanarak, TEM otoyolu bağlantısı ile birlikte merkezin bütün ulaşım türlerine rahat erişimi tesis edilecek. Kombine taşımacılık imkânlarına sahip, İstanbul’a yakın bir lojistik merkezin sektörümüz açısından son derece verimli bir gelişme olacağı düşüncesindeyiz” sözleriyle gelinen noktada projeyi desteklediklerini belirtiyor.

İlhan Duman - Perşembe Rotası