Tanrı tarafından bize verilmiş olan bir armağan hayatımız. Bu hayatı tanrı bize; mutlu, başarılı, keyifli yaşamamız için vermiştir. Mutluluk, yenilik, yaratıcılık, buluşlar hep hayatın daha iyi geçirilmesi için gerekli olan şeylerdir…
Bazen bu hayatı güzel, mutlu, rahat geçirmek için elimizden geleni yaparız. Bazen de hayatı kendi kendimize zindan ederiz. Kendimizi ve çevremizi mutsuz ederiz. Hayatımızı karartırız. Bazen de hayatın bitip tükeneceğini yani ölümlü olduğumuzu unuturuz. Hiç tükenmeyecek diye düşünürüz…
Hayatı hem kendimize hem de çevremize o kadar zorlaştırırız ki; işin içinden çıkılmaz hale getiririz. Ben her insanın yaşarken kendisine şu soruyu sormasını istiyorum: “Hayatımı nasıl daha zevkli, keyifli hale getirebilirim.”
Hayatı bu şekilde düşünerek yaşamalıdırlar. Hayatı kendilerine kolaylaştırmakla beraber birlikte yaşadıkları insanlara da nasıl kolaylaştıracaklarını düşünmelidirler…
Bazen insanlar kendilerinin üç yıl, beş yıl hiç izin kullanmadan çalıştıklarını söylerler. Bu hiçte doğru bir yaşam değildir!..
Kişi yaşamında hem yoğun çalışmalı hem de yoğun eğlenmelidir. Bu yoğunluğun içinde uykuya zaman ayırmalıdır. Uyku bize enerji verir, yeni hareketlere hazır olmamızı sağlar...
İnsanın kendini ve çevresini mutlu etmesinin içinde; hediye almak ve vermek vardır. İnsan hediye aldığında çok sevinir, mutlu olur. Kendisinin aranılan, sevilen bir kişi olduğunu düşünür. Kendisine güveni gelişir, daha fazla olur. Daha fazla performansı artar. Mutlu olur. Çalışma aşkı artar. Özellikle bayramlar, Noel, noel baba ve sevgililer günü bu mantıktan hareket eder. Dini bayramlarda bu mantıktan çıkmıştır. Hepsinin temelinde sevilme, aranma, istenme, barışma, mutlu olma, kızgınlıkları ve kırgınlıkları unutma fikri vardır!..
Genellikle çocuklarımıza armağan ödül veririz. Biz psikologlar; ‘annelere babalara öğretmenlere, çocuklara iyi bir şey yapmalarını istiyorsanız ve kötü, yanlış, olumsuz olarak yaptıkları bir şeyi sonlandırmak istiyorsanız onları ödüllendirin’ deriz.
Bu ödülleri istediğiniz şeye göre ayarlayın ve onlardan istediğiniz şeye bağlı olarak uzun soluklu ödüller halinde düşünün ve uygulayın deriz. Şimdi sevgililer günü geride bıraktık. Bu gün de sevgimizi, ilgimizi, yakınlığımızı böylelikle dile getirmiş olduk. Sevgililer günü sadece sevgili olanların birbirlerine hediye aldıkları bir gün olmamalı!.. O gün herkes birbirine karınca kararınca birşeyler armağan edebilir.
Sevgiyle
Alanur Özalp
Uzman Psikolog
E-mail: alanurozalp@hotmail.com