Hukuksuzluğun böylesi

Avusturya'nın, ihraç malı taşıyan Türk araçlarının transit geçişlerinde uyguladığı çifte standart ve hukuksuz uygulama hepimizin malumudur. Uluslararası ticareti düzenleyen hükümlere amir 1993 Tarihli Milletlerarası GATT sözleşmesi ve diğer Uluslararası Konvansiyon hükümlerine rağmen, Avusturya'nın bu hukuksuz uygulaması, ancak Türkiye'nin Uluslararası Ticaretteki rekabet gücünü azaltmaya ve yok etmeye matuf planlı programlı bir tavrın parçası olarak anlaşılabilir. Başka türlü izah edilemez.

Kitaplarını okuduğum bir yazar, Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne girme mücadelesi için “Eflatuni bir mecnunluk” demişti!.. Avrupa ülkelerinin, tam üyelik müzakere sürecini hukuken devam ettirdiği bir zamanda, Türk araç sürücülerine vize uygulaması ve ihraç malı taşıyan EURO 5 normundaki araçlardan bile “Geçiş belgesi” şartı araması bu hukuksuz çifte standardı ve dayatmacı tavrı teyit etmektedir. Bu konuda başlatılan hukuki mücadele sonuna kadar kararlılıkla sürdürülmelidir.

Bu, sektöre yapılan milyonlarca Euro'luk yatırımların ve sektörün varlığını idame ettirmesi iradesinin zorunlu bir gereğidir. Bu yönde varlığını idame ettirmek için mücadele eden tüm firma sahipleri başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının hukuki mücadelede sonuna kadar var olması ve hak ve hukukunu uluslararası mahkemelerde müdafaa etmesi gerekmektedir…

Hukuk ve mevzuatın bilinmediği, hakkın ve hukukun ulusal ve uluslararası platformlarda müdafaa edilmediği bir zeminde, başka şeyler mevcut olsa da mücadelede başarı anlamında önemi olmadığına inanıyorum. Zira Türkiye, uluslararası nakliyecilik sektörü hedefleri ile birlikte gün geçtikçe büyümekte hatta gelişerek kendini aşmaktadır. İşte bu nokta da karşısına, uluslararası rekabet aktörlerinin planlı engelleri çıkartılmaktadır.

“Siz gelişmelerle, gelecekte yaşanacaklarla ilgilenmeyebilirsiniz ama onlar sizinle ilgilenecektir. Bir gün mutlaka istemeseniz de karşınıza çıkacaktır!” Sektörde hukuki mücadele bilinci geliştirilmelidir. UND öncülüğünde tüm ilgili sivil toplum kuruluşları ile birlikte “dayanışma” anlayışı hakim kılınmalıdır. Arama konferansları ile yaşanan ulusal ve uluslararası sorunlar ele alınarak çözüm yolları aranmalıdır.

Murat Ertütüncü
E-Mail: muratertutuncu@gmail.com

ETİKETLER: