İçimizdeki İrlandalılar!

UND’nin derlediği verilere göre; Türk araçlarının geçen yılın Eylül ayında 97.438 adet olan ihracat taşıma sayısı 2018 yılı Eylül ayında %14 büyüme ile 110.630 adet oldu. Türk araçlar 2018 yılı Ocak-Eylül toplamında bir önceki yılın aynı dönemine göre %3 düşüş ile 893.649 adet taşıma gerçekleştirdiler.

Yabancı araçlar ise geçen yıl Eylül ayında 25.328 adet olan taşıma sayılarını 2018 yılı Eylül ayında %16 büyüme ile 29.382 adet yaptılar. Ocak-Eylül toplamında bir önceki yılın aynı dönemine göre %8 büyüme ile 257.644 adet taşıma gerçekleştirdiler. Türk ve Yabancı araçların 2017 yılı Eylül ayında gerçekleştirdiği toplam 122.766 adet olan taşıma sayıları 2018 Eylül ayında %14 büyüme ile 140.012 adet oldu. İlk 9 ay toplamında bir önceki yılın aynı dönemine göre ise Türk ve Yabancı araçlar toplamda %1 düşüş yaşadılar ve 1.151.293 adet ihracat taşıması gerçekleştirdiler. İhracat taşımalarının %78‘i Türk, %22’si ise yabancı plakalı araçlar ile yapıldı.

Bu verilerden de anlaşılacağı üzere yabancı araçların Türk ihraç mallarının taşınmasında payı geçen yıla göre artış göstermektedir. Avrupa’nın en genç ve büyük filosuna sahip Türk Nakliye sektörü maalesef yabancı nakliyeciler ile sayısal büyüklüğüne rağmen rekabet edememektedir.

Gerek haksız rekabet şartları ,gerekse mevzuattan kaynaklı boşluklar bu rekabette Türk nakliyecisini geriye düşürmektedir. Bulgar nakliyecileri eski model araçlarla AB muktesebatı serbest dolaşım hakkı ile Avrupa’nın her yerinden her yerine ithalat ,ihracat ve transit yük alabilirken Türk Nakliyecileri Euro V ve Euro VI araçlarla geçiş belgesi kotalarına tabi olarak faaliyet gösterebilmekte sırtında ihracat yükü ile günlerce tren sırası beklemektedir. Şüphesiz bu adalet değildir !

Maalesef bu haksız rekabet ve ayrımcılığı kendi içimizdeki bir takım çevreler sektörün güçlü oyuncuları da desteklemekte prim tanımaktadır .Ben onlara “ içimizdeki İrlandalılar” diyorum. Bulgar nakliyecilerin himaye edilmesi korunup kollanması konusu 2013 yılı UND genel kurulu öncesinde de çok konuşulmuş tartışılmıştı. Ancak günümüzde de aynı sorun devam etmektedir. O kadar yüksek maliyet ve haksız rekabet şartları içinde mücadele eden Türk Nakliyecisi dışarıda rekabet edemediği gibi kendi ülkesinde de ,himaye ve destek gören yabancı nakliyeciler ile rekabet edememektedir.

Daha önceki bir yazımda da ifade ettiğim üzere ; mevzuatta haksızlık ve çarpıklıkları ortadan kaldıracak düzenlemelerin ötesinde reforma ihtiyaç vardır. KUK toplantılarında hakkımızın gücümüzün ve kapasitemizin farkında olarak masaya oturulmalı ve Türk nakliye sektörünün hukuku müdafaa edilmelidir. Devlet nakliyeciye daha etkin sübvansiyonlar sağlamalı , Teşvik mevzuatı değişen şartlara göre ele alınarak yeniden düzenlenmelidir. Türk Nakliyecisi bütün olumsuz faktörlere yüksek maliyetlere ,kotalara, her gün bir yenisi ihdas edilen engellere ,içimizdeki İrlandalılara rağmen varlığını idame ettirmeyi başarmaktadır. Yeter ki kendi işimizi kendimiz zora sokan anlayıştan engellerden kurtulalım. Yasal düzenlemeleri reformları yapalım. KUK toplantılarında cesur bir şekilde masaya yumruğumuzu vuralım ,her gelecek yakındır ve daha güçlü parlak günler bizleri bekliyor.

Murat Ertütüncü
E-Mail: muratertutuncu@hotmail.com