Ahmet Tekin
Ahmet Tekin

Lojistik Hikâyeler – 3

30-11-2014 18:34 5739 kez okundu.

Yaşanmıştır emin olabilirsiniz!..

-Merhaba abi

Merhaba kardeş

-Abi boş araçlarım var, bide parsiyel araç açtım yükün var mı ?

İthalat mı?

-Evet abi İngiltere’den yarın alır Cuma çıkarırım.

Ama benim yüküm terminli en çok 7 günde burada olması şart.

-Abi söz veriyorum sana, araçlarım kara geliyor 5 günde düşer.

Düşündüm, aylardır arayıp yük sorar, hep çekindiğim için iş vermedim. Denemem bir risk olacaktı. Ama bu riski almalıydım. Hem fiyatı iyi hem iyi bir çocuktu. Sürekli dürüstlükten söz vermekten dem vururdu. Hem de söz vermişti 5 günde düşerim diye. En kötü 5 olmasa da 7 günde düşse yine iyiydi. Hem depoları da bizim yükleme adresine çok yakındı. Bu arada müşteri malın aciliyetini ve gelmezse üretimin duracağını özellikle belirtmişti. Parsiyelde genellikle termin sözü vermem. Ama bu çocuk bana söz verdiği için güvendim. Verdim yükü.

 

Anlaşmada da belirttim en ince detayına kadar. Terminlidir, çok önemlidir diye ama cezai müeyyide yazmadım. Çocuk o kadar söz verdi. Söz vermek erkek veya kadın içinde bir adamlık göstergesi. Tabi söze inanmakta öyle!.. Yükü hemen hemen yarın aldı. Cuma günü akşamda düzgünce yurt dışı gümrüğünü ve çıkışını geçti. Birazcık rahatlamıştım. Tecrübelerime dayanarak kara geliyorsa, üstelik treni de yoksa, hele çocukta söz verdi ya tamam dedim. Çocuk her konuda yardım ettiğim biriydi. Yaramaz bir şey olsa bana bildirir diye güvendim ve destekte olmak istedim aslında. Sonra Pazartesi araç durumunu sorduk: “Almanya’da” dedi. Salı günü, “Welste” dedi. “-Ne welsi” dedim. Kara kara geliyor demiştin. Avsuturyası kara değil miydi bunun? “Abi dozvolosını kaybetmiş o yüzden” dedi.

 

“Bak 5 günde burada demiştin çarşamba burada olması zor görünüyor Perşembe bari burada olacak mı” dedim. “Abi elimden geleni yapacağım..” Çarşamba günü, “Abi dünkü trene almamışlar Cuma günü ancak binebilecek” dedi. “Cuma günü bu olamaz, nasıl açıklarız müşteriye” dedim. “Abi ben ne yapayım tren garından ayarlanmış” dedi. Müşteriyi zar zor ikna ettik kendini Pazartesi hatta Salı’ya kadar ayarla diye. Bir sürü azar işittik

 

Cuma günü geldiğinde trene binip binmediğini sorduk. “Akşam kesin biniyor” dedi. O hafta sonu öyle geçti. Pazartesi tüm operasyon ilk iş o aracı sordu. “Araç şu anda nerede?” “Abi araç Sırbistan’a kapıya kadar geldi. Orada arıza yaptı. Buradan başka bir çekici yolladık gerekirse o alıp gelecek…” “Peki o yeni araç nerede şu anda?” “Abi garajda birazdan çıkartacağız..”

 

Sinirlenmemek elde mi? Ama çocuğun suçu yok dedik. Yıkılmakla kaldık. Ertesi gün, daha ertesi günde yeni çekicinin gitmesini bekledik. O çekicide tam Perşembe günü  ancak orada oldu. Bu gün 13’üncü gündü araç yola çıkalı!.. “Abi yeni araç oraya gidince eski araçta düzeldi ve sizin yük yine eski çekiciyle Kalotina kapıdan akşama giriş yapacak.” Artık bir şey diyemez olmuştuk. Sadece tüm gelişmeleri an be an müşteriye aynen iletiyorduk. Cuma günü 14’üncü gün. “Abi Araç Bulgar tarafında..” “Kardeş Pazartesi bu araç direk ilk bizim gümrüğü boşaltsın ki müşteriye en azından bunu yapalım.” “Tamam abi merak etme sen ne dedin de biz yapmadık!!!” Hafta sonunu belirsizliği hala atlatamamış bir şekilde geçirdik. Pazartesi önce antrepoyu aradık. Araç orada yoktu. Sonra hemen firmayı aradık. Adam ofiste yok dendi. Cebini aradık açmadı. Arayışlarımız, ulaşmaya çalışmalarımız, çıldırmamız, öfkelenmemiz hiç bir sonuç vermedi. Taki akşamüzeri aradı.

 

“Abi buyur beni aramışsın. Hastanedeydim”. Kardeş çıldırmak üzereyiz bu araç nerede? “Abi Kapıkule’de sorun çıktı. Aç verdiler bir malımda sorun çıktı. Onu halletmeye çalışıyoruz.” Acilen bu araç nerede kesin bilgi bekliyorum!!! “Tabi güzel abim hemen.” Aradan saatler geçti. “abi merhaba nasılsın abim benim?” Kardeş çok kötüyüm ne oldu bu araç? “Abi adamlar gittiler Kapıkuleye malı açıklamaya ama kaşelerini unutmuşlar ve vekâlette yokmuş. Yarın gidecekler.” Sinirden ne yapabileceğimi şaşırdım. Ama bir şey diyemedim. Doğruysa çocuğun bir suçu yoktu ki. Salı oldu. Elemanların yola çıktığını öğrendik. Akşamda işlerinin ertesi güne kaldığını!.. Çarşamba günü tüm sorunun çözüldüğünü ama müdür muavinin imzasının perşembeye kaldığını öğrendik. Bu gün 20’nci gündü. “Nihayet bitti abi, yarın sabah yani cuma günü araç senin istediğin depoda olacak. Söz verdiğim gibi ilk gümrük seninki olacak.” Akşamüzeri, “Abi az evvel araç Kapıkule’den geçiş yaptı ve geliyor” dedi.

 

Ertesi gün yine korkarak ve inanmaz biçimde ama her şeye razı bir şekilde depoyu aradık. Bu gün 21’inci gün olmuştu araç İngiltere’den çıkalı. Araç gelmişti. Aklıma gelen ilk şey karnesindeki İngiltere çıkış tarihi sonra giriş kapısını sormak oldu. Araç İngiltere’den 7 gün önce yola çıkmıştı. Yani iki haftadan fazladır İngiltere’deki deposunda malı bekletiyormuş. Giriş kapısı: Haydarpaşa R0-RO!..

 

Ne kadar aptalmışsın demeyin hemen. Bunu yaşamadım, böyle insanlar bizim sektörde olmaz diyen yalanın daniskasını söyler. Bunlar kamyonculuktan öteye geçememiş, arabacı zihniyette diyeceğim ama onlara da benim saygım var. O bir eksiklik değil. Bunlarda bir şey eksik .....ADAMLIK!.. Hiç bir canlıya benzetmek istemem onlara olan saygımdan ötürü. Müşteriyi kaybettik. İşimizi de kaybediyorduk. O yatağında rahat uyuyordur bundan eminim.

 

Ahmet Tekin

Tüm Lojistik Çalışanları Birliği

E- mail: sansalahmettekin@gmail.com  

Tel: 0533 690 60 27

https://www.facebook.com/#!/groups/509359522513159/?fref=ts