Ticari Tahkim

09-11-2017 21:15 906 kez okundu.

Tahkim, geniş manada, tarafların mevcut veya potansiyel bir ihtilafı, aralarındaki bir anlaşmaya göre, hakem denilen özel şahıs(lar)ın kararına götürdükleri, devlet yargısı dışında, özel bir prosedürdür. Hakem heyeti ihtilafın tarafları veya bunların temsilcileri tarafından seçilebilir. Taraflar, ayrıca, hakem heyetinin tahkime uygulayacağı usulü kendi aralarında belirleyebilir. Hakem kararları nihai ve tarafları bağlayıcı niteliktedir. Karar, tarafların heyete sunduğu iddia ve deliller ışığında alınır. Geçerli bir kararın tanınması ve tenfizi için, bazen, mahkeme kararı da gerekebilmektedir.

Tahkimin içeriği, tarafların milliyeti, tahkim mahalli, tahkim usul hukuku ve ihtilafın karakterine göre değişiklik arz edebilmektedir. Ticari tahkimin uluslararası karakterinin tayininde, öğreti ve uygulamada, milliyet, toprak, sözleşmenin niteliği gibi farklı kriterler dikkate alınmaktadır. Tahkimin ulusal veya uluslararası nitelikte olması, hakem kararlarının tanınması ve tenfizi aşamasında yaratacağı etki bakımından, büyük önem taşımaktadır.

Çağdaş yaklaşımlarda, tahkim sözleşmesi veya şartının varlık sebebini teşkil eden ana sözleşmenin ekonomik karakterinin, tahkimin ulusal veya uluslararası niteliğini belirlemede hareket noktası yapılması gerektiği ileri sürülmektedir. Böylece uluslararası tahkim kavramının açıklanması uluslararası sözleşme kavramına bağlılık arz etmektedir. Bu yaklaşıma göre uluslararası olma karakterini tespitte, sözleşmenin ekonomik karakteri ön planda tutulmakta ve uluslararası ticaretin yarar alanına giren tüm sözleşmeler, şahsi ve coğrafi anlamda yabancılık unsuru taşımasa veya bu unsur zayıf olsa dahi uluslararası sözleşme olarak kabul edilmektedir. Bu kıstas esas alındığında, coğrafi anlamda bir yabancılık unsuru tanımayan veya birden çok hukuk sistemi ile irtibata sahip olmayan fakat uluslararası ticareti ilgilendiren bir sözleşme uluslararası sözleşme sayılabilecek ve tarafların Uluslararası Özel Hukuk anlamında irade serbestileri geçerli kabul edilecektir. Diğer bir deyişle aynı ülkenin iki vatandaşı aralarındaki ticaretten kaynaklanan ihtilafların hallinde dahi taraflar ihtilaf ortaya çıktığında milli yargı yerine uluslar arası hakem heyetine gidebilecektir.

Uluslararası tahkim konusunda Türk mevzuatında kapsamlı bir değerlendirme, ilk defa, 1982 yılında yürürlüğe giren 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunla (MÖHUK) yapılmıştır (m., 43-45). “MÖHUK’ un ilgili maddeleri 1991 yılında 3731 sayılı Kanunla kabul edilen 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki New York Sözleşmesi hükümlerini kaynak yaparak düzenlenmiştir.” MÖHUK yabancı hakem kararları ile mahkeme kararlarını aynı kapsamda mütalaa etmiş, uluslararası karaktere ait bir tanımlama getirmemiş ve sadece tanıma ve tenfizi düzenlemiştir. MÖHUK ve NY Sözleşmesinin ortak karakteri, tanıma ve tenfiz de karşılıklılık esasını benimsemiş olmalarıdır.

Murat Ertütüncü
E-Mail: muratertutuncu@gmail.com