Otomotiv
Giriş Tarihi : 15-02-2021 16:44   Güncelleme : 15-02-2021 16:44

TAYSAD da projede

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), Ar-Ge Yetkinlik Gelişim Programı altındaki ilk etkinliğini Türkiye’nin Otomobil Girişim Grubu (TOGG) ile gerçekleştirdi. TOGG CEO’su Gürcan Karakaş, “İş ortaklarımızın yüzde 75 oranı TAYSAD üyelerinden oluşan kuruluşlar, yüzde 25 oranında ise yurtdışı kaynaklı” dedi.

TAYSAD da projede

TAYSAD önderliğinde Küresel ve Türkiye Mobilite Ekosistemi Geleceği konusu ele alındı. TOGG CEO’su Gürcan Karakaş ve TAYSAD Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı’nın sunumları eşliğinde gerçekleşen online buluşmada, ilk olarak dünyada ve Türkiye’de elektrikli araçların geldiği mevcut durum ve yakın gelecek öngörüleri masaya yatırıldı.

YERLİ İŞ ORTAKLARI

TOGG CEO’su Gürcan Karakaş, “İş ortaklarımızın yüzde 75’i Türkiye’den ve çoğunluğu TAYSAD üyelerinden oluşan kuruluşlar. Yüzde 25 oranında ise yurtdışı kaynaklı kuruluşlarla tedarik altyapımızı sağladık. 2022 sonunda ilk seri üretim aracın banttan inmesiyle başlangıçta yüzde 51 yerlilik oranında olacağız. Bunu 2025’in sonunda yüzde 68’e yükselteceğimize inanıyoruz. Bu rakamın, diğer binek araçlarda yüzde 30 ile 62 arasında olduğunu görüyoruz. TAYSAD üyelerinin takipçi değil, öncü olarak, yazılımla, elektronik dünyasıyla, alanındaki start up’larla ve diğer üyelerle hızlı bir şekilde yeni iş birlikleri organize etmeleri gerekiyor. Üründen ziyade fikir ve çözüm üretmeyi ileriki dönemde gerçekleştirmemiz lazım” dedi.

TEKNOLOJİK YOL HARİTASI

TAYSAD Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı ise, otomotiv tedarik endüstrisini bekleyen süreçleri aktararak, şöyle konuştu; “İçten yanmalı motorların oranının 2030 yılında yüzde 50 seviyesine  ve 2035’te ise yüzde 40’ların da altına ineceğini söyleyebiliriz. Otonom seviye 3 ve 4 araçların oranı 2030 yılında yüzde 15’lere varacak. Otonom sürüş için gerekli yazılımlara tedarik sanayi olarak hazır olmamız gerekiyor. Bugün konvansiyonel araçlar için üretilen parçaların toplam üretilen parçalara oranı yüzde 85 seviyelerindeyken bu oran 2030 yılına gelindiğinde yüzde 40-45’e düşecektir. Yani tedarik sanayi eğer değişemezse iş kaybedecek ve belki kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Tedarik sanayi olarak, yeni teknolojilere;  lisans veya ortaklık yoluyla teknoloji transferi yaparak veya yerli Ar-Ge çalışmalarıyla sahip olabiliriz ve her iki yolu da aynı anda denemeliyiz.”