Deprem felaketi sonrası lojistik yatırımları önemli hale geldi. Sektör mensupları, intermodal taşımacılığın gelişebilmesi için demiryolu ağının geliştirilerek lojistik altyapı yatırımlarının kamu teşviki mekanizmaları ile hayata geçirilmesi için çalışmalar yapıyor. Demiryolu ve denizyolu alternatiflerinden etkili bir şekilde yararlanılması ile karayolu üzerindeki baskının hafifletilmesi amaçlanıyor.
TÜRKİYE AVANTAJ
Transit ticarette, Türkiye’nin giderek artan önemi konusunda açıklamalarda bulunan Ulusoy, “Ülkemiz Asya ile Avrupa arasında taşımacılık koridoru görevinde eşsiz bir konuma sahip. Çin’in, Bir Kuşak Bir Yol Projesi kapsamındaki orta koridor ülkemiz üzerinden geçiyor. Bu yüzden Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında bir köprü olduğunu vurguluyoruz ve bu konumunun çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyoruz. Kuşak ve yol girişiminde Türkiye’nin konumunun daha da güçlenmesi için birtakım yatırımlar yapıldı. Bu yatırımlar arasında Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı, İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray ve liman yatırımları sayılabilir. Orta koridorda Türkiye doğudan batıya kesintisiz erişimin sağlanması açısından kritik bir yere sahip. Birçok ülkeyi içine dahil eden bu projede Türkiye’nin daha tercih edilebilir bir merkez olmasını sağlamak için bazı düzenlemelerin yapılması gerekmekte” dedi.
KARAYOLU YETMEZ
Türkiye’den Avrupa’ya uzanacak rotanın altyapısının İpekyolu’nun tam manasıyla canlandırılması için önemli olduğunu hatırlatan Ulusoy, “Ticaret rotası için dönüş yükü de önemlidir. Buradan hareketle Türkiye - Almanya arasındaki hattın sadece karayolu altyapısıyla düşünülmeyip modern bir demiryolu bağlantısıyla birlikte ele alınması gerekiyor. Düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle Türkiye’nin İpekyolu’n da elde edeceği ekonomik imkânların artışı kaçınılmaz olacaktır. TIR ve gemilerin dönüşümlerinde yüksek maliyetler söz konusu iken kamu teşviki sağlanmazsa yeşil dönüşüme hazırlıksız yakalanacağız. Sektörümüzün Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum sağlayabilmesi için öncelikli olarak çevreci üretim yapan Avrupalı firmalarla rekabeti korumamız gerekir. Bunun için karbon sınır vergisinin Türkiye sanayisi üzerindeki muhtemel etkileri değerlendirilmeli ve yasal mevzuatlar oluşturulmalıdır” diye konuştu.