Dernekler
Giriş Tarihi : 13-11-2014 17:53   Güncelleme : 13-11-2014 17:53

Çetin Nuhoğlu: birlikte başaracağız!

Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin 37’nci genel kurulunda tek liste ile seçime giren Çetin Nuhoğlu, dilek ve temenniler bölümünde yaptığı konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu yaptı.

Çetin Nuhoğlu: birlikte başaracağız!

Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin 37’nci genel kurulunda tek liste ile seçime giren Çetin Nuhoğlu, dilek ve temenniler bölümünde yaptığı konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Nakliye firmalarının sınır kapılarında yaşadığı sorunlara değinen Nuhoğlu, Un Ro-Ro’yu da satın almaya hazır klarını açıkladı.

Çetin Nuhoğlu, genel kurulda UND üyelerine hitaben yaptığı konuşmada aynen şunları söyledi:

Bugün bu salon tıklım tıklımdı. Dün bu salon tıklım tıklımdı. Bütün sergi salonu tıklım tıklımdı. İşte birlik ve beraberlik ğimiz budur. Bu birlikteliği de yine her ğu gibi siz gösterdiniz. Açık bir teklik yapacağım. Çok önemli. Bunu sektör adına yapacağım. Ama bilin ki şuan itibariyle daha yönetim kurulu başkanı değilim. Bu yönetimin temsilcisi olarak konuşuyorum. Biraz sonra yedek ve asillerle birlikte toplanacağız ve orda yönetim kurulu ile karar vereceğiz. Biz burada yönetim kurulunu seçiyoruz. Ve o kurul bugün toplantısını yapacak, istişare ile beraber toplanacak ve kararını verecek. O anlamda söyleyeceğim şeyler bir yönetim kurulu üyesidir ama Çetin Nuhoğlu olarak altına imzamı atıyorum.

ÖNEMLİ İŞLER YAPIYORUZ

Çok net olan şu; biz çok önemli insanlarız. Biz çok önemli işler yapıyoruz. Her şeyden önce tarih boyunca hep önemli k. Dünyadaki hareketlerin temelinde de biz varız. Bugün muhteşem yüzyıl olarak gördüğünüz o başarının arkasında da biz varız. Bütün Avrupa’ya bütün Ortadoğu’ya, bütün Orta Asya’ya bir birim olan lojistik olmadan ulaşılamaz. Bunun en güzel örneklerini verdik. Bugünde bütün dünyada ülkelerin zenginliği için, ülkelerin gelişmesi için ve üretilecek olan pazardan pay alabilmek için ulaştırma ve lojistik bir devlet politikası olarak kabul edilmiştir. Ulaştırma ve lojistik, devletlerin sektörler üstü, hükümetlerin sektörler üstü değerlendirildiği ve de öyle yayımladığı bir halr. Bizde son 4-5 yılda çok güzel şeyler yaptık. Özellikle 2001 yılından sonra çalışmalarımızda hatırlayın 360 üyelikle bütün bölgeleri dolaştık. Bütün sorunları tespit ettik. 700’ün üzerinde sorunla Ankara’da Başbakan yardımcımız, 2 bakanımız, 100’e yakın bürokratlarımız ile bu sorunları açıklıkla konuştuk. Bu yöntem buydu. Biraz önce burada konuşan sayın müsteşarım gerçekten güzel şeyler yaptılar. Onların yaptıkları alt yapıyla ilgiliydi. Biz şimdi üst yapıyı kuracağız.

SIRRI ÇÖZECEĞİZ

Bu sektörün dinamiklerini belirleyeceğiz. Standartlarını belirleyeceğiz. Performans yöntemlerini belirleyeceğiz. Ve hepsinden önemlisi de rakiple kıyaslayacağız. Bulgarla kıyaslayacağız, Romenle kıyaslayacağız. Eşit ortamlarda onlarla yarışmaya varız. Bulgar’ı, Romen’i, Yunan’ı, Arnavutluk’u, Moldova’yı ve de Avrupalılar ile de yarışacak haldeyiz. Ama bunun tespiti için rekabet diyorsak, önce yapılacak çalışmalar var. Onlar ne yapıyorlar başarılı lar, biz ne yapıyoruz başarılı oluyoruz bunu açıkça ortaya koyacağız.

ŞOFÖR SORUNU

Şoför davaları en önemli konumuzdu. Geçen bahsettim. Sayın Ali Babacan’a, Gümrük ve Ticaret Bakanımıza, Sayın Sanayi ve Ticaret Bakanımıza bu sunumu yaptık. Ve onlardan şu sözü aldık Rıfat Başkanla beraber. Hemen. Ulaştırma Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Bakanlığı ve de Ekonomi Bakanlığı beraber bir ekip oluşturup, derhal düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Ama bunun için de çok güzel yapılmış çalışmalar var. Bunları tekrar toparlayıp biz bir tane model vermemiz lazım. Vermemiz lazım ki işte bakın şoför arkadaşlar mağdur ğu konular varsa onları da kaldıralım. Ama biz bu sistemle bir barış istiyoruz. 10 yıl önce çıkmış veya 10 yıl sonra karşımıza çıkacak bir problemi görmek istemiyoruz. Bu yöntemimiz de var. Ama hepsinden ötesi çok net olan bizim çalışma prensibimiz şeffaf katılımcı bir modelle ve de hepsinden öte hesap verilir bir yapıyla oluşmak.

500 MİLYAR DOLARLIK HEDEF

Önümüzdeki önemlerde 500 milyar dolarlık bir hedefimiz var. Şuanda dünya ticaretinden binde 8 pay alıyoruz. 2013 yılında binde 93 alacağız. 2017 de 1,7 alacağız. 2023 de 1,49 dünya ticaretinden pay alacağız. Elimizde 2 tane çok önemli veri var. Bunlardan bir tanesi Türkiye İhracat Meclisi’nin hazırlamış ğu 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracatın yol haritası. İkinci bir veri daha var. Bu çalışmalarda önemli. 2 sene önce Ulaştırma Bakanlığımızın yaptığı lojistiğin geleceği konulu 4 binden fazla kişinin katıldığı en az 1000 sayfaya yakın listesi var. Yani bu kaynaklara ulaşılacağız. Bakanlıkla beraber biraz önce arkadaşlarımın söylediği konuları tekrar masaya yatıracağız. Kamu olmazsa biz bu işi çözemeyiz. Bu bir gerçek. Ama kamuyla işbirliğimi de kamuyla gelecek olan stratejiyi de tartışmak üzere bir platformun oluşması lazım. Bunu sağlayacağız.

Onun için istiyorum ki ben 2000 nakliyeci varsa, bunların ını UND’ye üye yapacağız. Onun diyorum ki 2000 kişi, şu kalabalıklarla Ankara’da yapalım. Her 6 ayda bir bu kalabalıklarla beraber buralarda buluşalım, bakanlarımız gelsin, sizlerle beraber bu konuyu açıklıkla tartışalım. Açıklıkla konuşalım. Bu yöntemleri hayata geçireceğiz. Hepsinden ötesi de bunu da yaparken kişisel olarak kendi isteklerimizin ötesinde sektörün geleceğini tasarlayacağız. Ama bunları yaparken emin olun size bunun garantisini veririm Türkiye’de hiçbir bakanlık uluslararası nakliyenin, lojistik sektörünün emniyeti, önemi konusunda hiç kuşkuları yoktur. Sadece istedikleri projedir. Sadece istedikleri bu konuda neler yapacağımızı açık-seçik onlarla konuşacağız. Çok uzun konuşacağız. Kısa vade de değil. Çok uzun tartışacağız. Yazacağız, tekrar sahaya ineceğiz. Üniversiteleri, akademisyenleri koyacağız. Ve bu akademisyenlerle beraber hazırladığımız raporları kamuyla da tartışacağız. Kamuoyuna da açacağız. TİM’e açacağız. Gıda ve Borsalar Birliği’ne açacağız.

SAHİPLENME

Emin olun ki bu konuda yapılacak ne varsa özellikle bölgelerdeki çalışma gurupları, özellikle bölgelerdeki seçilmiş olan yönetim kurulu, özellikle tüzüğe koydurduğumuz artık bölge çalışma guruplarını biran önce oluşturacağız. Ve bu katılım, bu sahiplenme hepsinden ötesi de bize gelecek açısından da çoluk-çocuğumuzun istikbali açısından da inanılmaz katkı sağlayacaktır. Gurur duyacağımız bir üye olacağız. Bu sektörle gurur duyacağız. Yürürken de isminizden bahsedilirken de mesleğinizden bahsedilirken de gerçek anlamda sadece çok önemli insanlar ğumuzu kendimiz bunu herkese anlatacağız. Bunu boşuna söylemiyorum. Bunu boşuna anlatmıyorum.

Başarının temelinde özgüven vardır. Başarının temelinde kendi fotoğrafını iyi çekmek vardır. Başarının temelinde mevcut durum analizi vardır. Başarının temelinde stratejik plan vardır. Ve hepsinden ötesi de bu stratejik planı takip edebilecek bir model, bir sorgula, tekrar kontrol et, tekrar önlemini al modeli vardır. Bunu sürdürebildiğimiz müddetçe de başarılı olacağız. Anadolu da gördüğüm, İstanbul’da gördüğüm bu ayağa kalkma arzusu, bu yeniden beraber olmak, yeniden kendilerini ifade etmek ve her şeyden önce yeniden bu sektöre sahip çıkma arzusu çok net olarak buraya yansıdı. Bu arzuyla açıkça söylüyorum yapamayacağımız hiçbir şey yoktur. Bütün kalbimle inanıyorum. Bugün sağlanmış olan birlik ve beraberlik, bugün sağlanmış olan ortak hareket, bugün sağlanmış olan çok net birliktelik bir kez daha göstermiş . Ben bu anlamda eski yönetime, çalışanlara, herkese teşekkür ediyorum. Eski yönetim kurulunda olan arkadaşlarımız, onların bugün olan arkadaşlarımızla ilişkilerinin geliştirilmesini istiyorum. Biraz sonra yapacağımız yönetim kurulu toplantımızda bunu açıkça söyleyeceğim. Bölgelerimizle kol kola çalışmamız lazım. Bölgelerimizde eski, yeni farkı olmadan hepimiz sorumluluk almış olarak çalışmaya başlayacağız.

BİZİ DURDURMAK İSTİYORLAR

Kara kapılarından bahsediyoruz. Gerçekten zorluklarımız var. Bir sürü cezalarla bizi yıldırmaya çalışıyorlar. Aslında bizi yıldırmak için uğraşmıyorlar, Türkiye’den Avrupa’ya mal ihracatının önüne geçmek istiyorlar. Türkiye’den Avrupa’ya mal sevk edilmesin istiyorlar. Onun için bize ceza veriyorlar. Onun için bizim önümüze kısıtlamalar koyuyorlar. Onun için bizim daha fazla sefer yapmamamız için kotalar koyuyorlar. Bu oyun tarih boyunca oynandı. Onlar mal satabilmek için her türlü şeyi Türkiye’ye yapıyorlar. Ama Türkiye’den oraya satılacak malı engellemek içinde her türlü oyunu her türlü bu konuda etik olmayan davranışları gösteriyorlar. Bu da suçtur. Bu da tarife dışı engeldir. Belki gümrük birliğinden sonra gümrük vergisi uygulamıyorlar ama bu yaptıkları işler, bu tanımsız ve de kuralları olmayan cezalarla kota sınırlamalarıyla bizi yakalıyorlar. Mal ihracatını engelleyemiyorlar ama TIR’larımızın Avrupa’ya çıkışlarını engelliyorlar. Bunu bozacağız.

RO-RO

Onun için 90’lı yıllarda devletin politikası ro-ro hatlarını başlatmaktı. Ta 1987’lere kadar gider. Bugün hala birlikte ğumuz arkadaşlarımız o gün ro-ro’yu kurdular. UND Ro-Ro olarak hayata geçti. Ve çok başarılı işler yaptı. En kötü dönemlerinde Bulgaristan’dan geçip, gidemediği dönemde Sırbistan’da başlayan harp de Yugoslavya harbinde denizden geçtik oraları. Çok önemliydi bu. Ama bugün geldiğimiz noktaya bakıyorum Un Ro-Ro Türkiye’nin ihracatında önemli bir engel o da aynı şeyi yapıyor. Bilinçli yapıyor, bilinçsiz yapıyor. Türkiye’nin maliyetini arttırmak, Türkiye’deki fiyatları yükseltmek, Türkiye’deki bu fiyatlarla bunu sürdürebilmek mümkün değildir ama fon şirketi uzun vadede bunu yapmaz temel strateji burada.

UN RO-RO’YU ALMAYA HAZIRIZ

Fon şirketi kısa dönemdeki karlılığa odaklanır ve iyi ortam oluşturduğunda hemen bunu satıp çıkmak ister. 2014 yılında diyor ki; en iyi a geldiğim ben bunu yabancılara, bir başkasına satayım, paramı alayım. Tek hesabı bu. Bunu hepimiz biliyoruz. Onun için bugün burada sizden aldığım güvenle şu teklifi yapıyorum: Un Ro-Ro’yu satın almaya hazırız. Buradayız kardeşim gel hiç kimseyle de uğraşma 2014’ü de bekleme bugün bura da hazırdır bunu satın almaya.

KAPILARIN ÖNEMİ

Çok önemli 4 tane kapımız var. İhracatımızın içinde, Türkiye’nin geleceği içinde Kapıkule, Cilvegözü, Habur ve Sarp. Eğer biz buralarda engelleri kaldıramazsak, buralarda problemleri çözemezsek çok net sorum şu: 500 milyar dolar ihracatı nasıl yapacağız? Uçarak mı yapacağız? O bölgelere satmayarak mı yapacağız? İran’ı geçerek, Gürbulak’ı geçerek Orta Asya’ya gitmeden mi yapacağız? Veya Sarp’taki problemlerle beraber geçen hafta ordaydım daha yeni açıldı ama tıklım tıklım. Gürcistan’a, Rusya’ya Azerbaycan’a öyle mi gideceğiz? Veya Kapıkule’den 4 günlük, 5 günlük sıralarla ve cezalarla oradan mı geçerek sağlayacağız?

Toplam ihracatımızın yüzde 50’si Avrupa ülkelerine... Bunun yüzde 50’den fazlasını da karayoluyla yapıyoruz. Peki, bana söyler misiniz Bulgaristan’dan geçerek mi bunları sağlayacağız? 2013’teyiz, 2023’e 10 yıl kaldı. Biraz önceki söylediğim rakamlarda ihracatımız 450, 500 milyar dolara çıkarken böyle mi yapacağız? Veya Habur’da durumumuz o bölgenin kalbi, ekonomisini destekleyen o yapı, o Habur’la sadece tek kapıyla mı sürdüreceğiz? Veya bugün yaşamış olan, içinde bulunduğumuz çok önemli bir ülke olan Suriye ile Cilvegözü’nü ayağa kaldırmadan daha fazla alternatiflerini oluşturmadan eski yönetimimizin, değerli kardeşlerimizin yaptığı onurlu haklarını hem bir devlet politikası hem teşvikle beraber hem de onun sıklıklarını arttırmadan mı biz 2023’te ki 500 milyar doları yakalayacağız?

HAZIRIZ

Eğer bir devlet politikası olarak, bakanlar kurulundan geçmiş, onaylanmış olan 500 milyar dolar stratejik planı hayata geçireceksek, o doğal olarak öncelikle uluslararası taşımanın sorunları çözülecektir. Benim Güney Doğu’mun sorunları çözülmeden benim Doğu Anadolu’mun sorunları çözülmeden, benim Mersinli, Antakyalımın sorunları çözülmeden onun önündeki engelleri ortadan kaldırmadan bu 500 milyar doları nasıl yapacağız? Kime güvenerek yapacaksın. Kim buralarda görev alacak. Çok net olan siz. Başbakanımızdan, tüm bakanlarımıza kadar tüm bürokratımıza kadar hiç tartışılmayan bir şey var. O da Türkiye’nin bu lojistik gücünün güçlendirilmesi ve 500 milyar dolarlık hedefi yakalamak. İşte bizde bunun için hazırız.

ÖNCE İÇİMİZ!...

Bizde önce evimizin içine bakacağız. Evimizin içinde yapılacak düzenlemelere bakacağız. İhtiyaçlarımıza bakacağız. Ve sonra diyeceğiz ki gelin 500 milyar doları önümüzdeki 10 yıl içinde her sene 50 milyar, 50 milyar dolar arttırarak onu yakalayabilmemiz için şunlar, şunlar, şunlar lazım diyeceğiz. Her halde Ankara, her halde değerli bürokratlarımız, saygıdeğer bakanlarımız 500 milyar doları Bulgarlara güvenerek demediler. Makedonlara, Romenlere güvenerek söylemediler her halde. Veya İranlı taşımacılara veya Iraklı taşımacılara güvenerek demediler. Ruslara ve Ukraynalı taşımacılara güvenerek söylemediler. Kime güvendiler? Sizlere güvendiler. Bize güvendiler, bu sözleri verdiler. Bizde bu sözleri yerine getireceğiz. Ve hazırız diyeceğiz.

Bugün birinci teklifim Un Ro-Ro’nun satılması konusunda, halka açılması, fonlara devredilmesi 2014 planları vardır. O planlarda bugünden itibaren teklif veriyoruz. Biz hazırız diyoruz. Bu kadar basit. Bugün ikinci şeyimizde bu birlik beraberliğimizin özellikle gelecek günde ihtiyaç duyduğumuz projeleri sizlerle hayata geçireceğiz. Bu kadar basit. Bunun için birlik beraberlik sözü verdik. Bu birlik beraberlikte hep beraber yürümek istiyoruz.