Dernekler
Giriş Tarihi : 13-11-2014 17:55   Güncelleme : 13-11-2014 17:55

Ro-La’ya karşıyız!

Türk nakliyecisini Ro-La trenlerine mahkum eden Avusturya’nın kapanan hatlar için alternatif sunmamasına Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) sessiz kalmadı.

Ro-La’ya karşıyız!

Türk nakliyecisini Ro-La trenlerine mahkum eden Avusturya’nın kapanan hatlar için alternatif sunmamasına Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) sessiz kalmadı. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, haksızlığın sona ermesi için kamuoyu oluşturarak ilgili birimleri harekete geçireceklerini açıkladı. Şener, “Ro-La hatları zorunluluk değil, alternatif olmalıdır” .

Türk TIR’ları, Maribor (Slovenya), Fernetti (İtalya) ve Szeged (Macaristan) olmak üzere üç ayrı tren yolu hatlarını kullanarak Avusturya’yı geçip, Almanya ve Kuzey Avrupa ülkelerine taşıma yapıyordu. Macaristan’daki tren yolu şirketinin Szeged hattını kapatması ile diğer hatlarda yoğunluk yaşanmaya başladı. TIR sürücülerinin Slovenay’da keyfi bekletilmesi UND’yi harekete geçirdi.

UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, AB Uzmanı Can Baydarol, İcra Kurulu Başkan vekili Melike Tümen, Başkan Yardımcısı Alper Özel ve Uzman Meriç Katman’in de hazır bulunduğu sektörel basın toplantısında tepkisini dile getirdi. Ro-La treninin sadece Türk plakalı araçlara zorunlu kılındığının altını çizen Şener, 4 günü aşan beklemelerin Türk ihracatını tehdit ettiğini dile getirdi.

“AB ye yönelik ticarette ihracatımızın en önemli avantajlarından olan /maliyet unsurunun, 260 km bir yol için tren kuyruklarında 4 gün bekleyerek kaybedilmesi kabul edilemez. Tren kullanma zorunluluğu Ne Türk ihracatçısı ne de taşımacısı tarafından kabul edilebilir olmaktan çıkmıştır” diyen Fatih Şener, 1990’lı yıllarda berber tren beklediğimiz Slovaklar, Bulgarlar, Romenler, Çekler, Polonyalılar’ın AB üyesi ktan sonra bu kuyruklardan kurtulduğunu ve tren kullanımının sadece Türk araçlarına dayatıldığını ifade etti.

Şener, “Bu beklemeler yüzünden Türk araçları beş günde varacakları Almanya’ya 10 günde ancak ulaşabilmekte, Türk ürünleri de Avrupa pazarındaki raflarda yer bulma şansını kaybetmektedir. Tren dayatması sadece en yeni teknoloji ile donanmış Euro 5 araçlarına sahip olan Türk araçlarına yönelik olarak kalmıştır. Avusturya bu tutumu ile AB girişinde Türkler için bir ikinci Çin Seddi’ni oluşturmuştur. Türk taşımacısına uygulanan bu Ro-La dayatması eş etkili vergi ve bir miktar kısıtlaması ğu aşikârdır. Sadece 300 kilometrelik bir yol için Ticaretin engellenmesini artık kabul etmiyoruz. Ro-La hatları Türk taşımacısı için artık bir zorunluluk değil, alternatif olmalıdır. Bunun için kamuoyu oluşturup, ilgili birimleri harekete geçireceğiz” .

AYKIRI DAVRANIŞ

AB Uzmanı Can Baydarol ise konuya ilişkin şöyle konuştu: “Aslında Bir AB ülkesi olan Avusturya ile KUKK Toplantıları yapılması bile aslında Gümrük Birliğine aykırıdır. Ben sizinle niye treni, kotayı tartışayım ki. Bu toplantılar da aslında kotayı kabul ettiğimizi ve meşru kıldığını göstermektedir. Gümrük Birliği Anlaşmasına göre, anlaşmaya taraf ülkeler mal dolaşımına ek vergi koyamaz, ek maliyet koyamaz ve miktar kısıtlaması yapamazlar.. Yapılan tren dayatması Gümrük birliği anlaşmasın ve yükümlülüklere açıkça aykırılıktır. Söz konusu olay sadece Türk nakliyecilerin sorunu değil. Aynı da burada üretim yapan AB menşeli firmaların, ihracatçının, ithalatçının, yabancı yatırımcının da sorunudur. Konuştuğumuz durum Türkiye ekonomisinin etkilenmesidir.”