Eski bir sürücümü 2-3 yıl önce kaybettik. Beynindeki ur önce gözlerini almış, sonra da hayatına mal olmuştu. Vefatından geç haberim olmuş, kendisine son görevimi yapamamanın üzüntüsünü yaşamıştım.
Duyduğuma göre cenazesine dahi sahip çıkan olmamış, kardeşi tarafından teslim alınarak hasbelkader, alelacele hastanenin olduğu bölgeye ait bir mezarlığa, dini ritüeller dahi uygulanmadan defnedilmişti. Oysa birlikte çalıştığımız dönemlerde ne kadar hayat dolu, işini aşk derecesinde seven ve doğru yapmaya çalışan bir sürücüydü. Akıbeti böyle mi olmalı idi? Şüphesiz hayır! O, emekli olacak kadar çalıştığı uluslararası nakliyecilik sektörüne verdiği hizmetlere, emeklere mütenasip bir tarzda uğurlanmalı idi...
Peki, sosyal medya platformları haricinde, gerek sürücülerin gerekse beyaz yakalı uluslararası nakliye çalışanlarının hak, hukuk ve manevi şahsiyet olarak ifadesini bulabileceği kurumsal bir yapı var mı? Maalesef yok.. Hem UND hem de IRU’nun yılda bir sürücüye Onur Nişanı ve yılın sürücüsü ödülü vermenin dışında, mağduriyette hastalıkta ölümde kötü günlerde emektar sürücülerin hakkını gözetmek ve onlara vefa göstermek gibi bir misyonu olmalıdır.
Bir çok meslek kuruluşunda ve dernekte olan “Yardım Sandığı” yardımlaşma ve dayanışma sistemi bir dönem olduğu gibi yine var olmalıdır. Tüzüğü ne şekilde olursa olsun UND, tüm beyaz ve mavi yaka lojistik çalışanları için referans ve manevi bir mercidir. Rahmetli Saffet Ulusoy döneminde, uygulandığını bildiğimiz “Yardım Sandığı” uygulaması bugünde uygulanmalıdır.
Çünkü uluslararası sürücülük dert demek, gurbet demek, ayrılık demek, çile ve meşakkat demektir. Uluslararası sürücülük ramp ışıklarında, ödül törenlerinde icra edilen bir meslek değil! Bu faaliyetin içinde bir ömür geçiren bir sürücü veya beyaz yaka için hayat daima parlak, kazançlardan ibaret ve toz pembe değil! Yokluk, işsizlik, sıkıntı ve mağduriyet hayatın gerçeklerinin kendisidir. Sektörün tek ve en büyük temsilcisi UND’nin sektör çalışanlarının derdi ile dertlenmek gibi bir misyonu olmalıdır. Burada tüzükten bahsetmiyorum, bir realiteden bahsediyorum. UND sadece bir işveren örgütü olarak telakki edilmemelidir.
UND’nin, çalışanlarının hak ve emeğine vefa göstermek, bir meslek örgütü ve STK olarak, mesleki ve sosyal dayanışma anlayışını hakim kılmak gibi bir derdi de olmalıdır. UND de gönlümüzden geçen ve hayal ettiğimiz yapı budur.
Murat Ertütüncü
E-Mail: muratertutuncu@hotmail.com