Neden mi? Türkiye'de 81 vilayet, 957 ilçe var. Ülkemizde otobüs taşımacılığı 1920'li yıllarda başladı. O tarihten günümüze kadar geçen süre zarfında devletten hiçbir destek almadan tamamen özel sektör teşebbüsü ile bu günlere geldik.
Ulaştırma Bakanlığı'nın Kasım 2014 verilerine baktığımız da 26 T1 ve 248 adette T2 Belgesi var. Yani Türkiye genelinde 274 tane terminalimiz var. Otobüsle şehirlerarası tarifeli yolcu taşımacılığı yapan 342 firma var. D1'lere D2, D3 ve D4 belgelileri de eklediğimizde ortaya çıkan rakam 46 bin 256'dır ki bu da ciddi bir sayı!.. Ya acente sayısı; o da 2 bin 227'dir.
Şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan otobüs sayısı 7 bin 300 civarında, bu sayıya turizm ve personel taşımacılarını da dahil ettiğimizde küçük-büyük otobüs sayısı 120 bin civarındadır. Rakamlardan da anlaşıldığı gibi binlerce kişinin ekmek yediği bir sektörüz. Hükümet; havayolu, denizyolu ve demiryoluna yatırımlarla birlikte çeşitli destekler sağlarken, otobüs sektörünü adeta görmezden geliyor. Ancak bilinmeyen bir gerçek var!.. O da; otobüs sektörü dün ve bugün olduğu gibi yarında olacaktır, hatta olmak zorundadır. Bugün 81 vilayetin hepsi denize kıyı şehir değil, veya her ilden demiryolu geçmiyor. Yine aynı şekilde hava alanı yok!.. Burada tablo iyi analiz edilmeli!.. Entegre taşıma modelleri geliştirilmeli!..
Her taşıma türü, kendi yolcu grubunu oluşturuyor. Vatandaş uçakla gidebilir, trenle gidebilir, deniz yolunu tercih edebilir ama o araçlardan indikten sonra son noktaya eğer özel otomobili yoksa otobüsle gidecektir. Biz böylesine büyük bir sektörüz ve herkes bu sektörü de kale almak zorunda!..
Bir çift süzüm de sektör mensuplarına olacak!.. Fiyatta değil, hep söylediğimiz gibi hizmette rekabet etmeliyiz!.. Otobüsün doluluk oranları iyi hesaplanmalı ve aynı yöreye aynı saatte 4-5 otobüs kaldırmak yerine potansiyele göre sefer düzenlenmeli, gerekirse ortak seferler ile bu iş kökten çözülmelidir. Aksi takdirde bir çok firma yaz sezonunu göremez!.
vesselam.
İrfan Kalkan
E-Mail : istozkaymak@gmail.com