Umut ediyorum ki, sektör nihayetinde gerçek sahiplerinin eline geçecek... İstanbul Ticaret Odası’nda biz otobüsçülerle ilgili meslek komitesinin başkanlığını yapan Mustafa Yıldırım’ı bir dönem daha orada görmek istemiyoruz... İTO’da ve TÜRSAB’da senden kurtulmak için çalışmaya başladım...
Biz otobüsçülere bizim gibi otobüsçü biri lazım. Hayatında bir jant kapağı olmamış, otobüsün ne demek olduğunu bilmeyen Yıldırım’ı değil... Samimi söylüyorum, Yıldırım otobüsçülükten anlamaz. Anlamadığını, Ulusoy firmasının bugünkü durumuna bakarak görebilirsiniz... Yıldırım’ın burada yaptıklarını, rast geldikçe firmanın eski çalışanları anlatıyor, dudağımızı ısırıyoruz inanın...
Neyse, konumuz bu değil, bunu ileri bir sayıda muhataplarıyla bilikte burada yazmayı düşünüyorum... Mustafa Yıldırım’ın başkanı olduğu Tüm Otobüsçüler Federasyonu’nu (TOF) bugün bir - iki gerçek dernek dışında tabela dernekleri ayakta tutuyor. Örneğin, TODER ne işe yarar? Bunun başkanı kimdir, ne yapar? Sektöre ne gibi faydaları dokunmuş, nasıl bir menfaat getirmiştir otobüsçüye? TOF nasıl bir yapıya sahiptir. Kimler TOF’u neden ayakta tutuyor, ne gibi menfaatler sağlanıyor. Neden TOF’un başkanı Mustafa Yıldırım bu federasyondan vazgeçemiyor. Mustafa Yıldırım, otobüsçü olmamasına rağmen, neden bu sektörde kendine yer edinme çabasında. Bu bir hastalık mı? İlgi çekme merakı mı? Bir çok sıkıntıyı otobüsçünün başına Mustafa Yıldırım’ın sardığını düşünüyorum.
Örneğin telif haklarıyla ilgili yasanın hiç gündemde yokken, birden bire kafamıza kabak gibi patlaması bir tesadüf mü? Hiç sanmıyorum. Bu işi meydana ilk çıkaran Mustafa Yıldırım... Gitti, sanki üstüne vazifeymiş gibi MESAM denen dernekle, eski başkanı şarkıcı Orhan Gencebay’la görüştü. Yine üstüne vazifeymiş gibi, “telifleri hallediyoruz” filan dedi. Nihayetinde halletti... Şimdi millet yasanın ne getireceğini bekliyor. Otobüs başına bin küsur lira bir paradan bahsediliyor.
Üçüncü köprünün acısını çıkaramadan, başımıza yağıyor maşallah... Üçüncü köprü yapıldıktan sonra, otobüsçüye ikinci köprünün yolunu tekrar açacağını söyleyen de Mustafa Yıldırım’dı ya!.. Ne oldu, otobüsçüler ikinci köprüden mi geçiyor? Yook... Peki geçeceğine dair bir söz mü aldı Yıldırım? Hayır... Peki neden zorluyor gündemde kalmak için? Kim çanak tutuyor bu adama, söyledikleriyle yaptıkları bir olmayan birinden ne beklenir. Dahi önce otogar kapı çıkış ücretlerinin pahalı olduğunu belirten Mustafa Yıldırım, otogarın yönetimine gelir gelmez ilk zammı kendisi yaptı. Bu adamın otobüsçünün başında halen durduğuna mı yanalım, üstüne vazife olmadığı halde otobüsçü adına iş gevirip başımıza açtığı işlere mi? Otobüsçünün bu son günleriyse bile huzurlu ölmesi için Mustafa Yıldırım’ın bu sektörden derhal gitmesi gereklidir.
Bir de bunların yine otobüsçü olmayan ama, otobüsçü adına konuşmaya bayılan, bir genel sekreterleri var; Nusret Ertürk... Bu da İspanya’lara gitmiş, orada otobüsçüleri, şoförleri görmüş, çok hoşuna gitmiş, Türkiye’ye uyarlanması için üst perdeden ses veriyor... Bu gittiğinde İspanya güneşliydi herhalde, sıcak çarpmış beyefendiyi. Sonuç olarak, bunlar bir grup kurmuş, işlerini çatır çatır yürütüyorlar. Ancak keserin sapının döndüğü günler geldi...
TÜRSAB’ın kaybıyla başlayan süreçte bunları ve bunlara destek olanları çok ama çok kötü günler bekliyor. Artık gemiden nemada kesildi. Kazandığınız paralar size bol bol yeter de artar. Mustafa Yıldırım’ın sektörde görmek istemiyoruz artık... Bu arada ömür boyu başkan kalmaya hevesli Yıldırım, TÜRSAB’a teklif götürüyor, diyor ki: “Bir TOFED’den, bir bizden (tof) komiteye adam sokun...” Bu teklif tabii ki boşa çıktı.
Vesselam...
İrfan Kalkan
E-Mail : istozkaymak@gmail.com