İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin fiyat politikasının bir sisteme dayanmadığı ve yeni nesil hesap uzmanlarının yapacağı orantılı ve dengeli bir fiyat politikasının belirlenmesi gerektiğini daha önceki yazılarımda dile getirmiştim.
Bahsettiğim fiyat politikasının tutarsızlığı nasıl çözülebilir diye fikirler ve öneriler sunmak istiyorum. Asıl problem; tam fiyat ve indirimli fiyat arasındaki, tam fiyat ve mavi kart arasındaki fiyat farkı uçurumudur. Tam fiyat 2.15 TL iken, öğrenci 1.10 TL ve aktarması 45 kuruş!.. Tam 2.15 lira, mavi kart tam abonman 1.10 TL, öğrenci 40 kuruş olarak taşınmaktadır. Ortalama öğrenci fiyatı 0.77 TL'ye geliyor!.. Mavi kart abonman öğrenci ortalaması 0,75 TL'ye geliyor.
İstanbul da taşınan ortalama yolculuklar %55 oranında indirimli ve mavi karttır!.. Buna bir de ortalama %10 ücretsiz eklersek geriye %35 gibi bir tam yolcu kalıyor. Yaklaşık fiyatlar ise 1.20-1.40 TL arasına gelmektedir. Bu şartlar da esnafın para kazanması mümkün değildir!.. Olması gereken tam fiyat ile diğer yolculuklar arsındaki fiyat farkı %25 yukarıya çıkmaması gerekir!.. Bugün İstanbul'da 2.15 TL tam fiyat iken indirimli ve mavi kartın olması gereken tarifesi ise 1.60 TL!.. Bu şekilde olursa, ortalama yolculuk fiyatı 1.87 TL yükselir!..
Avrupa'daki toplu taşım araçlarında günlük 750 yolcu ortalamasını hesaplarsak; 1.87*750=1402 *30 gün =42 bin TL yapar!.. ÖHO giderinin 34 bin TL olduğunu var sayarsak, esnafı rahatlatan bir fiyat politikası belirlenmiş olacaktır!.. Vatandaş dışarıdan baktığında özel halk otobüslerinin dolu gidip geldiğini ve müthiş paralar kazandığını zannediyor!.. oysa ki İstanbul'daki tüm otobüslerin ortalama kazancı aylık 35 bin, giderleri ise 34 bin TL'dir. Bu İETT ve OAŞ kayıtlarında mevcuttur.
Tabii ki bu yazımımı kaleme alırken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin elinin altındaki çalışanlar ve mühendisler arasında bunu yapabilecek düzeyde sayısız personeli kesinlikle vardır. İETT yapılan akyol bil sistemi, mobil İETT ve belbim projeleri gibi bir çok ödül alan projeler var. Buradaki sorun, cesaretli ve zamanın ekonomik şartlarını kabul eden cesur bürokratların ortaya çıkmasıyla çözülür!.. Bu şartlar düzelmezse, özel sektör hem de İETT gibi kurumların ayakta kalabilmesi mümkün değildir. Son olarak İBB ve İETT bürokratlara şunu hatırlatmak isterim; Esnafın artık dayanacak gücü kalmadı!.. Bu süreçten sonra tüm sorumluluk İBB ve İETT bürokratlarınındır.
Serhat Akçakaya
E-mail: serhatakcakaya@hotmail.com