Öyle günler geçirdik ki bu sektörde... Anlatsam Vallaha roman olur. Zaten ileride Tüm Otobüsçüler Gazetesi’nde anılarımı yazmaya başlıyorum...
İşimiz gereği bizler vasıtaya bağımlıyız. Altımızda aracımız olmazsa, işimizde olmaz. Aracımız kötü olursa işlerimizde yolunda gitmez. Her vakit masraf çıkartan bir aracın kahrını kimse çekmek istemez. Bıkkınlık verir, işinden soğutur insanı Allah göstermesin...
İşte eskiden böyleydi!..
1996 yılında Türkiye’de düzenlenen Habitat Konferansı’nda ilk Sprinter ve Vito’ları ben aldım. Çobançeşme’de şimdiki Otomarsan’ın yerinde Mercedes servisi vardı. O dönemde arabalar bugünkü kadar verimli değildi...
Her tarafı masraf götürüyordu. Neyse, Çobançeşme’de araçlarımızı servise sokabilmek için 1 hafta önceden sıra alırdık. O zaman bakımları 5 bin’de bir defa yapılıyordu. Yani yılda 5 kez servisin yolu görünüyordu bize...
Bir Yüksel Usta vardı bu serviste. Aracın serviste kaldığı her saate para keserdi... Tabii o eski araçların da konforu, bugünkülerle ölçülemez bile!..
Koltuklar yerinde durmaz, klima desen yalnız kendinin paşası... Ancak bugün durum değişti. Araçlar gerçekten konforlu. Hem turizm taşımacısını hem de yolcuyu çok rahat ettiriyor...
SPRINTER MÜKEMMEL
Yıllardır kullandığım Mercedes’in güzel kızı Sprinter’dan bahsedeyim biraz... Eskisine nazaran yeni Sprinter, gerçekten mükemmel...
Aracın teknolojisi ilerledikçe işler değişti. Bakım aralığı 5 bin’den 40 bin’e çıktı. Yılda 5 kez servisin yolunu tutarken, şimdi 1 kez giriyoruz. Yakıt düştü, konfor arttı. 40 bin’de bakım,
60 bin’de fren balatası, 100 bin’de lastik...
Klima dersen, gerçekten süper... Kışın ısıtıyor, yazın ise eski klimalar gibi “çarpmadan” soğutuyor. Otomatik kapı desen 10 numara. Mercedes, Sprinter’i tam bize göre yaptı dersem yeridir hani!..
Cebimiz para görüyor Sprinter’la... Artık biz aracı değil, araç bizi taşır oldu. Gerçekten bu yeni teknolojiyle donatılan Sprinter sayesinde, müşterimiz rahat ediyor, onlar rahat edince biz de haliyle rahat ediyoruz. Müşteri ne derse o!..
AKSAK KIZ VİANO
Gelelim Mercedes’in diğer güzel kızı Viano’ya...
Viano da Mercedes kalitesiyle donatılmış mükemmel bir araç. Konforlu, verimli ve bir o kadar görkemli...
Ne kadar övsek az...
Ancaaakkkk!...
Gel gelelim ki bu güzel kızın büyük sorununa... Mercedes hâlâ Viano’yu “kamyonet” kimliğinden çıkaramadı. Hâlâ 1’inci köprüyü (Boğaziçi Köprüsü) kullanamıyoruz. Çırağan’dan aldığımız turist grubunu, 1’inci köprüden Beylerbeyi Sarayı’na ulaştırmamız gerekirken, biz 2’inci köprüyü (Fatih Sultan Mehmet Köprüsü) kullanmak zorunda kalıyoruz.
Haliyle müşterinin suratı düşüyor. Yolumuz 5 kilometreden çıkıyor 25- 30 kilometreye. 1’inci köprüden geçmemiz için ısrar eden müşteriyi kıramadığımız her zaman, 61 TL ceza geliyor.
Neden?
Kamyonetle 1’inci köprüyü geçtiğimiz için...
Mercedes’in yetkililerine söylüyorum. Gerçekten güzel bir araç meydana çıkarmışsınız. Ancak bu aracı “kamyonet” kimliğinden kurtarmanın zamanı geldi.
Ben en pahalısından bir Viano kattım filoma.
N’oldu?
1’inci köprüyü kullanamıyorum!..
Haydaaa!..
Bu köprü meselesinden müşterinin suratının düştüğü her vakit, benim de canım sıkılıyor. Bu güzel kızın aksaklığını gidermek, Mercedes yetkililerinin elinde...
Artık bir el atın bu soruna!..
Mehmet Öksüz
(Minitur)
E-mail: info@miniturizm.com