01 Ocak 2011 itibariyle başlanan Y Belgeleri’nin D4 Yetki Belgesine dönüşümü oldukça yavaş ilerliyor. Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü web sitesinde yayınlanan 15 Eylül 2011 İtibariyle verilen belge ve kayıtlı taşıt sayılarına bakıldığında; D4 Yetki Belgesi sayısının 8566, taşıt sayısının ise 10.794 olduğu görülmektedir. Bu rakamlar geldiğimiz dokuz aylık süreçte Y Belgeleri’nin D4 Yetki Belgesine dönüştürülmesinde yeterli başarıya ulaşılamadığı açıkça anlaşılıyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Tescil Dairesi istatistiklerine bakıldığında ise Türkiye’de trafiğe kayıtlı minibüs ve otobüs sayıları; 386.973 minibüs, 208.510 otobüsün olduğu görülmektedir. Verilen rakamlar 2010 yılı verileridir. Yıllık yüzde beşlik artışı da dikkate aldığımızda bu sayının 600.000 adede ulaştığı düşünülmelidir.
B1, B2, D1, D2, D3, D4 Yetki belgesi altında kayıtlı araç sayısı ise 44.899 adettir. 600 bin aracın yüzde ellisinin İl içi belediye mücavir alan sınırları içinde herhangi bir yetki belgesine tabi olmadan çalıştığını farz edelim. Bunların bir kısmının toplu taşıma araçları, belediye otobüsleri olduğunu bir kısmının ise tahditli ve tahsisli olarak belediye mücavir alan sınırları içinde toplu taşıma, okul ve personel servisi taşıması yaptığını düşünelim. Geriye kalan 300 bin taşıtın yetki belgesine kayıtlı, 44.899 adet taşıtı düştüğümüzde 255.000 adet taşıt kalıyor. Bunların %10'unun hurda ve iş göremez ve 20 yaş sınırının üstünde olduğunu düşünelim; geriye kaldı 225.000 taşıt!..
Bizce yurt genelinde toplam taşıt sayısının %40'ı il içi ve 100 Km.ye kadar olan mesafelerde tarifeli ve düzenli yolcu taşımacılığı yapmaktadır. Resmi rakamlar da bizi doğrulamaktadır. Kullanılan araçlar, kullanım sıralamasına göre minibüs, midibüs ve otobüstür. Yurt içi yolcu taşımacılığında il içi ve 100 Km.ye kadar olan mesafelerde yapılan taşımalar, karayolu yolcu taşımacılığının en fazla taşıt sayısına sahip olan alanıdır.
Buna rağmen şu anda dönüşüm yüzde 10’u bile bulmamıştır. Bunda önemli iki sebep var: Birincisi Ulaştırma Bakanlığı'nın Y Yetki Belgesi konusunda yaptığı hatadır. Bakanlık il içi ve yüz kilometreye kadar mesafelerde yapılan taşımalara müdahil olmuş, genelgeler yayınlamış, çalışma usul ve esaslarını belirlemiş, bu taşımalara müdahil olmuştu ve Y Yetki belgesi düzenleme ve dağıtım yetkisini il valilerinden almıştı. Hatta kısa bir dönemde Ulaştırma Bölge Müdürlükleri Y Yetki belgesi de dağıttı. Sonra bu yetkiyi, sebebini anlayamadığım bir gerekçeyle tekrar il valilerine bir genelge ile iade etti. Bu durum sektörde anlaşılamadı, tereddütlere sebep oldu ve en önemlisi insanların kafasında yetki karmaşasının doğmasına sebep oldu.
Genelge yayınlamak, çalışma usul ve esaslarını belirlemek maalesef yeterli olmuyor. Taşımacı ikna olmuyor. İzahat istiyor. Burada Bireysel taşımacıların aydınlatılması ve yönlendirilmesi gerekiyor ancak maalesef bu da bu güne kadar yapılamadı. Bireysel çabalarla internet sitelerinde yazı yazan bir iki kişi ile olmuyor. Konuyla ilgili olarak meslek odalarının hiçbir bilgisi yok. Ayrıca Yönetmeliğin yayınlandığı 2009 yılından sonra bu durum belliydi. 2010 yılı tamamen ölü geçirildi.
2010 yılının son günlerinde yayınlanan uygulama esasları genelgesiyle konu dikkat çekti ve ondan sonra konuşulmaya tartışılmaya başlandı. Bu süreçte STK temsilcileri de tamamen ilgisiz davrandı. Meslek üst örgütleri de açıkça Y Belgelerinin D4 Yetki belgesine dönüştürülmesi konusunda yerelde bilgilendirici ve yönlendirici olarak hiçbir çalışması olmadı.
Konuya bakanlık açısından bakacak olursak; kanun, yönetmelik ve genelgeler yayınlanıyor, geçiş süreleri uyum süreleri belirleniyor. Buraya kadar bir sorun yok ancak bunları kim okuyacak? Kim yorumlayacak? Kim bireysel olarak taşımacıya izah edecek ve yönlendirecek? Burada bilgilendirmede bir eksiklik var.
Bir başka husus ise Y Yetki belgelerinin bitiş süresine kadar kullanılabileceği hükmü dönüşüm sürecini yavaşlatıyor. Burada süresi bitmeden yenilemenin belge ücretini indirimli olarak alınabileceği taşımacıya iyi anlatılamadı. Dönüşümün 2012 yılı sonuna kadar mutlaka yapılması gerektiği, yapılmadığı takdirde hak mağduriyeti yaşanacağı, belgenin iptal olacağı bilinmiyor.
2012 yılı içinde yapılacak dönüşümün belli oranlarda indirim olmasına rağmen ücret ödenerek yapılabileceği de anlatılamadı. Kooperatif üyelerinin Y Yetki belgesinin kooperatif adına kayıt ve tescil edilmiş olması halinde kop üyelerinin, bireysel olarak müktesep hakları kaybolmadan D4 Yetki belgesi alabilecekleri iyi anlaşılamadı, anlatılamadı.
Kooperatif yöneticileri hak kaybı olacağı düşüncesiyle üyelerinin dağılmasını ve bireysel olarak D4 Yetki belgesi almalarına karşı çıkıyorlar. Yeni bir düzenleme yapılacağı, erteleneceği sürenin uzatılacağı beklentisi içinde üyelerini oyalıyorlar.
Motorlu Taşıma kooperatiflerinin öz mal araçlarının olması durumunda bu araçların satılması ve kooperatifin dağıtılması sorun teşkil ediyor. Bir yetki belgesine 10 adetten fazla taşıt kayıt edilmemesi hükmü bu sayının üzerindeki taşıma kooperatifleri ve şirketleri zor durumda bırakıyor.
Y Yetki belgesi ile faaliyet gösteren kooperatiflere tek seçenek olarak kooperatiflerin lav edilmesi gösteriliyor. Bunun dışındaki tek seçenek kooperatiflerin F1 Yetki belgesi alarak sadece bilet kesen acente durumuna düşürülmesi... Başka seçenek sunulmaması sıkıntı doğuruyor.
Sektörce en önemli görülen sorun; il içi taşımaların tamamen serbest bırakılacağı, her önüne gelene istediği taşıma hattında izin verileceği, D4 Yetki belgesi alabileceği düşüncesidir. Buna bağlı olarak da taşıma hattı ve plakaların değerinin sıfırlanacağı endişesidir. İl içi yolcu taşımacılığının arz ve talep dengesinin gözetilmesi şartıyla il ve ilçe trafik komisyonları veya UKAME kararlarıyla serbest bırakılmasıdır.
Aslında bir cepheden il içi ve 100 km kadar olan şehirlerarası yolcu taşımacılığı serbest bırakılıyor gibi görünse de tam bir serbestlik söz konusu değildir.
Burada arz ve talep dengesinin gözetilmesi uygulaması iyi anlaşılamamıştır veya yanlış anlaşılıyor. Ancak endişelerde haklılık payı da var. Bir ilin içinde belediye mücavir alan sınırları dışında yapılan tüm yolcu taşımalarına müdahil olunduğu, serbest bırakıldığı anlaşılmaktadır ki bu da bir cepheden bakınca doğrudur.
Burada en önemli sorun arz ve talebin dengelenmesidir. Bir taşıma hattında arz ve talebin dengelenmesi, hangi şartlara göre belirlenecektir? "İl-ilçe Trafik Komisyonları'nda eş dost akraba, oda başkanı eşraf, belediye başkanı ve siyasiler devreye girerse ne olur?" denilmekte. Yeni giriş taleplerini sadece büyükşehirler olarak bakmayın, 81 il ve ilçeyi, kasaba ve köyü düşünün. Bu durumun Yurt genelinde binlerce taşıma hattı olarak değerlendirildiğinde il içi taşıma yolcu taşıma sisteminde yeni imtiyazlar yaratabileceği düşünülmelidir.
Bence dengeyi sağlayacak kurumlar Kaymakamlık, Valilik veya devleti komisyonda temsil edenlerdir. Serbest bırakılması, uygulaması mevcut yolcu taşımacılığı düzen ve sistemi içinde dengeleri bozacağı, müktesep hakları üzerinde baskı uygulayacağı, verimsizliği getireceği ve hak mağduriyeti yaratacağı sıkça dile getirilmektedir ki bu endişe bence haklılık taşımaktadır.
İl içi taşımalara, taşımanın arz ve talep gözetilerek de olsa, yeni girişleri mümkün kılması ve D4 Yetki belgesinin devrinin mümkün olmaması, yurt genelinde belli hat güzergâhlarda oluşmuş plaka tahdidinin kaldırılması sonucunu da getirmektedir. En radikal karar budur. Sektörün de en büyük tepkisi bunadır.
Direncin ve dönüşümün bu güne kadar yeteri kadar ilgi görmemesinin asıl sebebi budur. Taşıma hattı ve bu hatta yolcu taşıma hakkı, hiçbir şahsın, kooperatifin ve şirketin tekelinde değildir. Taşımanın hakkı, kamuya, yani, halka - millete aittir, dolayısıyla devlete aittir. Bu hakkın kullanımı, kimin, hangi süreyle yapacağının kararını millet ve devlet adına, düzenleme, denetleme belgelendirme yetkisi yasa ile Ulaştırma Bakanlığına verilmiştir.
Dolayısıyla taşıma ile tüm düzenlemeyi Ulaştırma Bakanlığı yapar ve yürütür. Sektör bunu anlayamamakta ve taşıma hakkını ve plakayı tapulu mülk gibi görmekte, üst kiracı durumunda olduğunu anlayamamaktadır. Mülk gibi alınıp satılabilen ve hatta miras gibi babadan oğla devredilen bir hak olarak görmektedir.
Bu hakkı veren, bir gün alır!
Taşıma hakkının, hat ve plakanın kanunen hiçbir değeri yoktur.
Hava parasıdır. Dikkat edin yolcu taşımacılığı sürdürüldüğü sürece hiçbir değeri de yoktur. Günlük kazancımıza bir katkısı da yoktur. Satılınca değer ifade eder. Yastık altındaki altın gibi değerlendirilir. Ticareti de yapılır yasal olmamasına rağmen alınır satılır ve son yıllarda kiralandığını bile duyuyoruz.
Şimdi ne oldu? Satış yolu ile yetki belgesi devredilemez hükmü getirildi.
Bu sadece D4 Yetki belgesi için değil, Karayolu Taşıma Kanunu kapsamındaki tüm yetki belgeleri için geçerlidir. Araç satışıyla, yetki devri, dolayısıyla plaka satışı ile taşıma hakkı devri önlenmiş oldu. Plaka üzerinden rant elde etmek ticaretini yapmak önlendi.
Bu değeri sosyal güvence olarak görenlerin, endişelerine katılıyorum kendilerince haklı sebepleri vardır. Ancak bu işten, rant elde edenlerin, ticaretini yapanların, düşüncelerine katılmak mümkün değildir. En fazla direnç gösterenler bu kişilerdir, açıkça menfaatlerine dokunmaktadır.
İşini sürdüren, bu işi meslek edinmiş meslektaşlarımızın endişesi yersizdir. Dönüşümde hak kayıpları olmamıştır, olmayacaktır. Aracını sattığınız zaman belgenize yeni araç kaydı mümkündür. Y Yetki belgelerinin D4 dönüşümünde geçen dokuz aylık sürede neden başarılı olunamadığı umarım bu yazı ve uyarılar sonucunda anlaşılır, gerekli duyurular yapılır, endişeler giderilir.
İl içi taşıma yapan, bu güne kadar dönüşüme direnen Y Yetki belgesiyle faaliyet gösteren, taşımacılara tavsiyem, direnmek değil kanun ve yönetmeliklerin şartlarını yerine getirmek uyum göstermektir.
Hiç beklemeyin, yalan yanlış ifadelere itibar etmeyin iptal ve erteleme olmayacaktır.
Geçen zaman aleyhinize işliyor, bedel almadan alabileceğiniz D4 Yetki belgesini Kasım ayından itibaren para ödeyerek alabileceksiniz.
Biz üzerimize düşen görevi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Konuyla ilgili tüm sorularınız çekinmeden e mail adresime yazabilirsiniz mutlaka cevap verilecektir.
Saygılarımla
Nusret ERTÜRK
Tüm Otobüsçüler Federasyonu (TOF)
Genel Sekreteri
E-Mail: info@ttder.org.tr
E-Mail: sekreterya@tof.org.tr
Tel: (0212) 658 32 10 – 658 20 55
Fax: (0212) 658 32 80
GSM: (0532) 317 33 86
NOT: SORULARINIZI DİREK MAİL OLARAK TARAFIMA GÖNDEREBİLİRSİNİZ. GÖNDERİLER HER MAİL TARAFIMDAN CEVAPLANMAKTADIR!!!!