Değerli okurlar; bu hafta sektördeki kurumsallaşmayı ve karlılık ilişkisini analiz etmeye çalışacağız… Ulaştırma sektörü içinde olan herkes tarafından da çok iyi bilinir ki, sektörümüzde beş yıl önceki fiyatlarla insan taşımacılığı yapılmaya çalışılmaktadır.
Hem de yarı kamu görevi sayılan ve toplam yolcu taşımacılığı içindeki yüzde 90' lar düzeyinde payı olan karayolu yolcu taşımacılığında. Peki bilet fiyatları beş yıl önceki seviyelerde iken bu sektördeki en önemli gider kalemi olan mazotta durum ne olmuş? Orda durum tamamen tersine yüzde yüzün üzerinde maliyet artışı var. Öyleyse bu aradaki farkı devlet sübvanse mi etmiş? Hayır, oda değil!..
Otobüsçü elindeki sermayeden zarar etmeye devam etmiş. Üstelikte devletin sosyal bir hukuk devleti olmasının gereği olarak istihdam yaratması gereken yüzbinlerce istihdam yükünü de üzerine alarak. Bunun karşılığı ne olmuş? Oda doğrusu tam olarak karşılık bulamamış, yolcu taşımacılığının değişik türleri arasında öz evlat olarak görülen hava ve deniz yollarının yanı sıra, kara yolu yolcu taşımacılığı esnafına en önemli gider kalemi olan akaryakıttan alınan (ÖTV) Özel Tüketim Vergisinde negatif ayrımcılık yaparak hem de!..
Bu işin birinci kısmı… Benim önerim ise akaryakıt üzerinden alınan "Yüksek oranlı ama toplamda düşük olan ÖTV " yerine "Daha düşük oranlı ama sektördeki kayıt dışılığın tamamen önlendiği toplamda yüksek miktarı ifade eden" bir ÖTV uygulamasına behemahal geçilmesinin zorunluluğudur. Bunun yol ve yöntemlerini akademik bir çalışma seviyesinde arzu eden tüzel ve kamu kuruluşlarımızın temsilcileriyle müzakere etmeye her an hazırız!..
Bütün bu olumsuzluklara rağmen sektöredeki toplam geliri arttırmanın tek yolu mevcut giderleri bir şekilde olabildiğince aşağı çekmektir. Harcama kalemlerinin maliyetlerinin her geçen gün arttığı sektörümüzde, bunu karşılayabilmenin tek yolu işletmelerin yeniden yapılandırılması ile insana yatırım yapılması ve son olarakta işletmelerin bilim ve teknolojiye entegre edilmesidir.
Kurumsallık adına yapılabilecek bu tür etkin denetim ve planlamalarla daha düşük maliyetlerle daha yüksek (rantabl) hizmetler üretilebilecek ve müşteri yelpazesine daha tatminkar ve kaliteli bir hizmet sunulabilecektir. Bu nedenledir ki işletmeler de;
-Satın alma, İnsan kaynakları, satış ve pazarlama v.s departmanlarındaki tüm personelin mutlaka hizmet içi eğitimlerinin düzenli olarak yapılması ve bu kalemlerdeki politikaların yeniden gözden geçirilmesi ve "tüketim havuzlarının" oluşturularak alım maliyetlerinin aşağı çekilmesi zorunlu hale gelmiştir.
Sonuç olarak bugünü milat kabul edip her şeyi yeniden gözden geçirip, daha kontrollü ve daha çok mukayese yapan bir anlayışla maliyet ve kar sebep-sonuç ilişkisini ortaya koyarak bu sektörün kurumsal adımlar atarak ayakta kalmasını sağlamak zorundayız. Bu vesileyle tüm sektör mensuplarımızı kurumsal adımlar atmaya ve bu kurumsallığın getireceği nimetlerden faydalanmaya çağırıyorum.
Saygı ve şükranlarımla,
İsmail AKTAŞ
Sektördeki İlk ve En Büyük
İndirimli Akaryakıt Projesinin Müellifi
(Amasyalı Dernekler Federasyonu Genel Başkanı)
E-mail: i.aktas@mynet.com