Bu talep iki yıldan beri okulların kapanma dönemlerinde sürekli ilgili sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları tarafından İstanbul’da dile getiriliyor. Ortada bir pasta var, biz yemeğe davet edilmiyoruz, bizi dışladılar gibi bir algılanmaya sebep olunuyor!..
Okul taşıtlarının turizm ve grup taşımalarında çalışabilmesinin yasaklanması kararı tepeden inme bir karar değildir!.. Turizm taşımacılarının ve D2 Yetki Belgeli taşımacılarının ilgili Karayolu Taşımacılığı Yönetmeliği yürürlüğe girdiği 03.09.2004 tarihinden itibaren D2 yetki belgeli araçlardan İstanbul’da şehiriçi turizm servis aracı izin belgesinin kaldırılması ve istenmemesi ile ilgiliydi.
Gerekçelerinde ise Kanun ve Yönetmeliklerle Faaliyet alanı düzenlenmiş ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından yetki belgesi ile belgelendirilmiş bir yolcu taşıma faaliyet alanının il içi il dışı ayrımı olmadan grup ve tarifesiz seferlere izin verdiği ve bu gerekçe ile kaldırılması 2005 yılında UKAME den istenmişti.
2005 yılındaki kaldırılması konusundaki talebimiz UKAME de görüşülmüş ancak olumlu görülmemiş ve bir sonuç elde edilememişti. Bu konudaki talebimiz Ulaştırma Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve UKAME nezdinde uzunca bir süre sürdürülmüştür. 2008 yılında Turizm Taşımacıları Derneği’nin (TTDER) UKAME ye yaptığı İstanbul Turizm ve Servis araçları izin belgesi alımında istenen belgelerde düzenleme yapılması ile ilgili talebin sonucunda bu karar oluşmuştur.
İstanbul Toplu Ulaşım Müdürlüğü, UKAME Genel Sekreterliği, TÜRSAB, Ulaştırma Bakanlığı, İSTAB, meslek odaları, TÜROB, İstanbul Ticaret Odası Meslek Komitesi temsilcisi ve TTDER’in katıldığı birden fazla toplantıda tartışılmış ve ilgili kurum ve temsilciler olumlu ve olumsuz görüşlerini bu toplantılarda açıkça belirtmişlerdir.
Turizm Taşımacıları Derneği olarak bu toplantılara Sayın Mehmet Öksüz ve ben katıldım. Biz burada kaçak ve korsan taşımalara cevaz verildiği ve D2 Yetki Belgelerinin İstanbul’da hiçbir hükmünün kalmadığını, bu belgeyi alan her taşımacının İstanbul içinde turizm taşıması yapabildiğini dolayısıyla haksız rekabete kaçak ve korsan taşımaya sebep olduğunu örnekleriyle açıkladık. İstanbul dışında hiçbir ilde böyle bir uygulamanın olmadığını, dolayısıyla bu tür sorunun başka bir ilde yaşanmadığını belirterek kaldırılmasını istedik.
Yönetmelik gereği Tahditli veya Tahsisli taşıt sayılan okul taşıtlarının, yetki belgesine kayıt edilemediği ve edilemeyeceği ayrıca birçoğunda koltuk düzeni ve konfor al açıdan turizm taşıtlarının özelliklerine uymadıklarını ve izin verilmemesi gerektiği belirterek açıkçası böyle bir ihtiyacın olmadığını İstanbul’da yeterli sayıda taşımacı ve taşıtın bulunduğunu özellikle belirttik. Açıkça D2 Yetki belgeli ve taşıt kartı olan taşıtlardan diğer illerde olduğu gibi Şehir içi servis aracı izin belgesinin istenmemesini gene ifade ettik.
Çok tartışmalı geçen toplantıların sonucunda, İstanbul Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü ve UKAME Yetkililerini bir kanaat oluşturdular ve bunun sonucunda alınmış bir karardır. Burada en önemli konu Karayolu Taşıma Kanunu ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin ilgili hükümleridir. Toplantıya katılan UBAK İstanbul Ulaştırma Bölge Müdürlüğü yetkilileri de bizim görüşümüzü destekler mahiyette görüş bildirmiştir. Kanun ve yönetmelikle belirlenmiş bir yolcu taşımacılığı faaliyet alanı ile ilgili kanun ve yönetmeliğin hükümlerini bozar mahiyette ve üzerinde düzenleme yapılamayacağı ve düzenleme getirilemeyeceği açıkça belirtilmiştir. TÜRSAB Yetkilileri ise seyahat acentesi ile sözleşme yapılması konusundaki ısrarını sürdürmüş ancak okul taşıtlarının turizm taşıma hizmetlerinde çalışması konusunda olumlu görüş vermemiştir. İSTAB ve Meslek Odası temsilcileri ise yapabilmesi konusunda taleplerinin ve gerekçelerin belirtmişlerdir.
Bu süreçte yaşanan sıkıntıları sektör çok iyi biliyor.
23.10.2008 Tarih 2008/7-17 Sayılı UKAME Kararıyla belge talebinde istenen evraklarda yeni düzenleme yapılmış D2 yetki belgesi ve taşıt kartı istenmesi zorunluluk haline getirilmiştir.
İstanbul’da UKAME tarafından alınan bu kararın, öncesinde yaşanan sıkıntılar bir nebze azalmış ancak tam olarak bitmemiştir.
Turizm servis aracı güzergâh izin belgesi almada B2 ve D2 yetki belgesinin istenmesine rağmen, sıkıntılar tamamen ortadan kalkmamıştır. Bizi rahatsız eden durum belge alımındaki kolaylıkla hülle yapılması, açıkça her önüne gelene belge dağıtılması denetimlerde B2 ve D2 Yetki belgesi sorulması yerine İstanbul Turizm Servis aracı izin belgesinin sorulmasıdır. Bu denetim uygulamasının kaçak ve korsan taşımalara imkân sağlaması, bunun getirdiği sonuçlar içinde en önemlisi haksız rekabet oluşturmasıdır.
2003 yılından itibaren Kanun ve yönetmeliklerle faaliyet alanı ve çalışma şartları belirlenmiş ve belgelendirilmiş bir yolcu taşıma türüne, düzenleme yapılmadan önce biz bu taşımaları yapıyorduk bundan sonra da yapabilelim demek ve beyanat vermek kanun ve düzene karşı çıkmak ve açıkça kaçak ve korsan taşıma yapalım demektir.
Yetki belgesi alanların haklarının haksız olarak gasp edilmesidir.
4925 Sayılı Taşıma Kanunu ve Yönetmelik hükümlerinin hiçe sayılmasıdır.
Üç ay zorunlu tatil, mağdur oldukları açıklamaları, gerçekçi değildir.
Mağduriyet varsa bu belge düzenine getirilen kısıtlamalardan yolcu taşıması faaliyet alanının kanun ve yönetmelikte belirlenmiş olmasındandır.
Bu durum hak mağduriyeti taşımaya kısıtlama getiriliyor olarak ifade edilemez.
D2 ve D2 Yetki belgeli taşımacılar nasıl bir başka yolcu taşımacılığı türünde faaliyet gösteremiyorlar ise okul taşıması yapamıyorlar, ortak taşıma yapamıyorlar ise, okul taşıması yapan taşıtlar turizm ve grup taşıması yapamazlar.
Gerekçesi ise Yönetmeliğe göre bir taşıt birden fazla yetki belgesine kayıt edilemez ve faaliyet alanında çalışamaz hükmü gereğidir.
Efendim bizim faaliyet alanımız il içi belediye mücavir alan sınırları içindedir, Taşıma Kanununu ve İlgili Yönetmeliğinde açıkça belirtildiği gibi biz kanun ve yönetmelik kapsamında değiliz dolayısıyla bu tur taşımaları hiçbir kısıtlama olmadan yapabiliriz hiçbir engel yoktur denilmesi de haklı bir talep değildir. Yurt genelinde yapamadıkları bu taşıma şeklini sadece İstanbul’da yapabileceklerini söylemeleri de anlamsızdır kanun ve yönetmelikler belli bir kişi ve gruplara ticari ayrıcalık tanıyamaz.
Bağlı bulunduğunuz sivil toplum kuruluşları Taşıma Kanunu ve Yönetmelik kapsamına alanıma alınması ve Yetki belgesi taleplerinin olduğunu biliyorum.
Okul taşımaları İstanbul ve Kocaeli illeri dışında Belediye Mücavir alanları içinden dışına veya dışından içine D4 Yetki belgesi kapsamına alındı, peki Belediye Mücavir alan içinde bir düzenleme getirilir ise ne olur. Belediye, İl Trafik Komisyonları kararları ve UKAME’ler düzenlemeleri bozacak kararalar alamazlar.
İstanbul’da olan Okul Taşıtlarının Turizm ve Grup taşımalarında çalışamaması uygulamasın uygulama gerekçesi de budur.
Bazı konuları talepleri dile getirir iken geleceği de görmek ona göre konuşmak kamuoyunu yanıltmamak lazım.
Biz de vergi mükellefiyiz!.. Biz de Yolcu taşımacılığı yapıyoruz!.. Ticaretimize kısıtlama getiriliyor argümanları da gerçekçi değildir.
D2 ve B2 Yetki belgeli taşımacılar vergi mükellefi değiller mi?
Ayrıca bu işi yapabilmek için bakanlığa üstelik para ödemişler hem de önemli bir rakam.
B2 ve D2 Yetki belgeli taşımacılar ve temsilcisi olan TTDER yöneticileri beyanatlarında, hiçbir işletmeye ve bireysel taşımacıya siz turizm taşıması yapamazsınız demiyor. Bunu diyemez hakkı da yoktur. Ancak yapacağınız yolcu taşıma türüne göre Ulaştırma Bakanlığı’ndan yetki belgesi alarak belge alma şartlarını yerine getirirseniz yapabilirsiniz diyorlar, bunu beyanlarından da açıkça ifade ediyorlar.
5216 Sayılı Büyükşehir Belediyeleri kanunu il içi belediye mücavir alan sınırları içinde yolcu taşımalarını düzenleme izin ve müsaade verme hakkını Belediyelere veriyor ancak bu kanun ve yönetmelikle faaliyet alanı taşıma şartları belirlenmiş bir yolcu taşıma türünde bu belgeler geçersizdir benim verdiğim belge geçerlidir demiyor, aksine turizm ve servis aracı izin belgesi almak için B2 veya D2 Yetki belgesinin olmasını zorunlu kılıyor.
Bu neden tartışılıyor anlamak mümkün değildir.
Bu talep açıkça biz İstanbul’da kanun yönetmelik tanımayız kaçak ve korsan taşıma yapalım talebidir.
Birde beyanatlarda açıkça ve sıkça ifade edilen turizm taşımacılığı pastasından biz de pay istiyoruz ifadesidir. Sektörü gerçekten bilmediklerinin en açık ifadesidir.
Burada pasta falan yok ekmek paparası var.
Midesin alan buyursun her gün yesin.
İstanbul’da Turizm taşımacılığında acımasız bir rekabet yaşanıyor fiyatlar son altı yılda artmamış aksine geri gidiyor.
Shuttle servis, toplama transfer, vip servis, adı altında yüzlerce kaçak ve korsan taşımacı, İstanbul’da cirit atıyor. Kişi başı 10, 15 liraya kapalı araç olarak 35 tl hava alanı otel transferleri yapılıyor.
Kimse bunlarda bahsetmiyor, yetkililerden ses yok, denetim yok, hava limanlarında kapıdan geçeni kapma yarışı başlamış, buyurun bir de siz de sektöre dâhil olun o zaman görün bakın pasta mı var ekmek paparası mı görür girdiğinize bin pişman olursunuz.
Cebinizden para koyar, yaptığınız yatırımı nasıl geri dönüştürürüm kaçarım hesaplarını yapmaya başlarsınız.
Bundan en fazla zarar gören bilinçsizce kulaktan dolma bilgilerle yatırım yapan taşıt alan iş bilmeyen bireysel taşımacı olur.
Sürekli tadı güzel yenilebilecek paylaşılacak bir pastadan söz ediliyor. Bizlerin böyle bir pastadan haberimiz yok, bizler kuru simit bile yiyemiyoruz sektöre yılların vermiş işletmeler rekabet edemiyorlar tek sebebi işletme ve araç sayısının fazlalığıdır.
Aksine sektörde talebin üzerinde arz vardır ve acımasız bir rekabet yaşanmakta ve sürekli pay alabilmek sizlerin ifade ettiği gibi pastadan pay kapabilmek için fiyat kırılmaktadır.
Bu sektörde karlılığın ve verimliliğin sağlanabilmesi için aksine yeni enstrümanları dâhil etmek yerine
sektöre girişleri belli bir süre kontrol ve denetim altına almaktır.
Kaçak ve korsan taşımaların denetimlerle engellenmesi olmalıdır.
Bunu niçin istiyoruz? Yetki belgeli işletmelerin zarar görmemeleri hizmet ve servis kalitemizin düşmemesi karlılığın ve verimliliğin sağlanması için bu şarttır.
İstanbul’da Yetki belgeli işletme ve araç sayısına bakıldığında böyle bir ihtiyacın da olmadığı açıktır.
B2 Yetki belgeli işletme sayısı 33, araç sayısı ise 593 adet
D2 Yetki belgeli işletme sayısı 202, araç sayısı ise 3877 adet
Burada verdiğim resmi istatistik rakamlarına bakıldığında görüldüğü gibi talebin çok üzerinde işletme ve araç sayısının olduğu açıkça görülmektedir. Buna rağmen biz bu taşımaları yapmak istiyoruz demek açıklama yapmak beyanat vermek kendi sektörümü kurtarayım derken bir başka meslektaşımıza zarar vermek ateşe atmak yangına körükle gitmektir.
Saygılarımla
Nusret ERTÜRK
Tüm Otobüsçüler Federasyonu (TOF)
Genel Sekreteri
E-Mail: info@ttder.org.tr
Tel: (0532) 317 33 86
NOT: SORULARINIZI DİREK MAİL OLARAK TARAFIMA GÖNDEREBİLİRSİNİZ. GÖNDERİLER HER MAİL TARAFIMDAN CEVAPLANMAKTADIR!!!!