Değerli okuyucularım; 23.10.2012 tarih 28450 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nde yapılan değişikliklerin karayolu yolcu taşımacılığı açısından değerlendirmem sıkça talep ediliyor. Bugüne kadar görüşlerimi yazmamamın sebebi olumlu ve olumsuz tepkileri görmekti. Ticari bir kaygı ve endişem olmadığı için sektörün görüşlerini açıkça yansıtacağım.
Yönetmelik değişikliğinin genelde gerekli ve olumlu olduğunu düşünüyorum. Yolcu taşımacılığı açısından yapılan değişikliklerin sektöre danışılmadan görüş alınmadan yapılmış olmasını manidar buluyorum. Yönetmelikte yapılan bu temel yapı değişikliğinin mutlaka sektör temsilcilerine sorulması ve görüş alınması gerektiğini düşünüyorum.
Yapılan değişiklikler A ve D4 Yetki Belgeleri dışında gündemimizde yoktu. Hiçbir yerde ve toplantıda dile getirildiğini duymadım. Bu talep kimden gelmiştir ve hangi gerekçelerle alınmıştır? Sektöre açıklanmalıdır. Ancak sektörün beklediği yönetmelik değişikliklerinin beklentilerimizin karşılamadığı yönünde eleştiriler de var.
A Belgeleri hakkında yapılan değişiklikler bu taşımaları tamamen bitirecektir. Kimse bu şartlarda A Yetki Belgesi kapsamında taşımacılık yapamaz. Hareket edemez duruma getirilmiştir. A belgelerinin İstanbul’da ve Büyükşehir statüsündeki illerden alınabileceği UKOME ve İl Trafik Komisyonu kararı alınması halinde mümkün olabileceği belirtilmiş. Uygulamada bunun mümkün olmayacağı düşüncesindeyim.
Madde 4- Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (h) bendi eklenmiş ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “h) A1 yetki belgesiyle yapılan taşımalarda; yolculuğun başlangıç (kalkış noktası) veya bitiş (varış noktası) yerinin yetki belgesi sahibinin merkezi adresinin bulunduğu il olması şarttır.” |
Bu yönetmelik maddesiyle A1 Yetki belgesi kapsamında yapılacak taşımalar il sınırları içinde olmak zorundadır. Yani otomobil ile şehirlerarası grup taşımacılığı yapılamayacaktır.
Belediye sınırları mücavir alan sınırları ve (şehiriçi) iki nokta arasında taşıma yapılamayacağı için özellikle Büyükşehir belediyeleri sınırları içinde ve il sınırıyla belediye sınırları çakışık ve aynı olan illerde bu taşımalar yapılamayacaktır.
5216 Sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu ile içinde yapılan taşımalarda tüm yetki belediyelerde olduğu için UKOME'lerden, bu konuda karar çıkarmak mümkün olmayacaktır. Karar alınsa bile faaliyet alanı olmadığı için alınan belge hiçbir işe yaramayacaktır. Bu tehlike yeni Büyükşehir olan illerde belediye sınırlarıyla il sınırı çakışık olacak illerin tamamı için de geçerlidir. Bu illerde alınmış belgelerin faaliyetlerinin ne olacağı belediyelerin uygulamalarına göre belirginleşecektir. Bakanlık Büyükşehir olan illerin tamamından il içi yolcu taşımalarından ve belge düzeninden çekilmektedir. D4 belgeleri konusu ise soru işareti olarak kalmıştır ve ayrı bir yazı konusudur. A1 yetki belgelerinin tamamı geçerlilik süresi sonunda iptale gider.
Bakanlığımız ve genel müdürlüğümüz otomobil ile yapılan taşımalara netameli bir konu olarak bakmaktadır. Kaçak ve korsan taşımalarla alakalı çıkarılan ve trafik kanununa yapılan değişiklikten sonra bu açıkça belirginleşmiştir. Otomobil ile yapılan taşımaların ciddi olarak düzenleme gerekirken ve beklenti içindeyken bu yapılmamıştır. Lüks araç kiralama ve limuzin hizmetlerinin tanımlanmamasını kendi adıma ve beklenti içinde olan bu sektör adına kaçırılmış bir fırsat olarak görüyorum.
Yönetmelik değişikliğinde 2009 yılından bugüne kadar genelgelerle yapılan bazı düzenlemelerin yönetmeliğe alındığını görüyoruz. Sektörümüzü ilgilendiren konularda yapılan son değişikliklerin bazı maddeleri özellikle şehirlerarası yolcu taşımacılığı sektörü işletmecilerinde endişelere sebep olmuş ve eleştirilen yönleri iki üç madde üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Nedir bu hükümler?
Karayolu Taşıma Yönetmeliği
Madde-25 Taşıtların öz mal ve sözleşmeli olarak çalıştırılması; maddesinde değişiklikle birinci fıkrasına ilave yapılan c) ve ç) bentleridir.
MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 25 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (c) ve (ç) bentleri eklenmiştir. “c) Birden fazla sahibi bulunan taşıtlar, yetki belgeleri eki taşıt belgelerine özmal taşıt olarak kaydedilmez. Bu durumdaki taşıtlar bu Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde yetki belgeleri eki taşıt belgelerine sözleşmeli taşıt olarak kaydedilebilir. Bu maddeyle alakalı olarak, örneğin; yetki belgesi sahibinin belli bir payda ortak olacağı araçların durumu belirsizdir. Birden fazla ortağı olan taşıtların sözleşmeli olarak yetki belgesine kayıt edileceği belirtilmiş, ancak yetki belgeli işletme taşıtın %50'sine veya daha fazlasına ortak olduğu zaman ne olacağı belirsizdir. Taşıtın kayıt ve tescil işletme adına kayıtlı olabilir. Diğer ortağın ortaklık payı tescil belgesinde belirliyse özmal olarak neden kayıt edilemesin? Bu durumda taşıt sahibi işletme belli bir oranda ortağı olduğu taşıtı sözleşmeli olarak çalışması hükmü sektör tarafından kabul edilemiyor. Özellikle küçük iller bazında çalışanlar taşıt sahipleri yetki belgesi alabilmek için belli ortaklıklar oluşturuyorlar genelde bu ortaklıklar taşıt koyarak oluşturuluyor. Bu gibi ortaklıkların durumları zora girdi. Küçük işletmeleri zorlayacak bir hüküm olduğu açıkça görülüyor. Ulusal bazda çalışan büyük işletmelerde ise durum sermaye yetersizliği nedeniyle bazı güvendikleri bireysel, taşımacılara iş ve sermaye desteği verilerek ortak olunmaktadır. Bu taşıtlar işletme adına kayıt ve tescil edilmekte ve ortaklık yapısı taşıtın tescil belgesine işlenmektedir. Büyük işletmeler de bu hüküm gereği zorlanacaktır. Bugünden sonra bu tip ortaklıkların yapılması zor görünüyor. Bu madde dikkatlerden kaçmış. Okuduğum hiçbir analiz ve eleştiride söz edilmemiş ancak çok önemli. İşletmeleri kurumsal yapıya dönüştüreceği düşünülerek sermaye yeterliliği gerekçesiyle getirildiğini düşünüyorum. İşletmeleri öz mal taşıtlarla çalışmaya zorlayan, bireysel taşımacıyı bitirecek, işletmeleri yatırım yapmaya, sermaye koymaya araç alımına zorlayan bir madde olduğu açıktır. Diğer maddelerle de bağlantılı olarak söylüyorum, başka bir gerekçesi olamaz. Çözüm ve sektörün talebi taşıt sahipliğinde %50'yi geçen paya sahip olunması ve taşıt kayıt ve tescilinin yetki belgeli işletme adına yapılmış olması halinde yetki, öz mal olarak kayıt edilebilmeli ve sözleşmeli taşıt oranlarında dikkate alınmalıdır. |
ç) Sözleşmeli taşıt kullanım oranı hesabında; her özmal taşıta karşılık aynı cinsten taşıt/taşıtlar dikkate alınır.” |
1.Madde 14: Aynı yönetmeliğin 25.maddesini 4.fıkrası Ek Bend;
ç) Maddesi ilave edilmiş, bu madde, tarifeli ve düzenli seferlerde çalıştırılan taşıtların cinslerinin Karayolu Taşıma Yönetmeliği; Madde 4 ündeki “Tanımlar “, otobüs tanımının koltuk kapasitesine bağlı olarak üç farklı sınıfta tanımlanmış olması nedeniyle sözleşmeli araçların kiralanmasında tereddüde sebep olacağı açıkça görülmektedir.
Açıkçası yönetmelikte taşıt cinsleri tarifi yapılmadığından kafalar karışıyor.
Yönetmelikte tanımlarda taşıtın cinsi tanımı yapılmamış. Cins tanımından minibüs, halk tabiriyle midibüs ve otobüsün kast edildiğini düşünüyorum.
Ben değişiklikten açıkça şunu anlıyorum. İki cins var. Küçük otobüs(Minibüs) Şoförü dahil 9 ila 15 adet arasında oturma yeri olan taşıt ve Büyük Otobüs(Şoförü dahil 15 adetten fazla oturma yeri olan otobüs…
Yolcu taşımacılığında 9 kişinin üzerindeki tüm taşıtların trafik tescil belgelerinde koltuk kapasitelerine ve ağırlıklarına göre otobüs olarak yazılmasına rağmen, yetki belgesine özmal ve sözleşmeli kayıt edilen araçların tescil belgelerinde yazılı olan sınıflandırmaya göre yapıldığı açıktır.
Koltuk kapasitelerine ve özmal taşıt sayısına göre bugüne kadar yapılabilen bire yarım, bire bir ve bire iki oranlarında sözleşmeli taşıt çalıştırılmasının önüne, sınıflandırma kavramının dışında “aynı cinsten taşıtları” ifadesiyle taşımacının önünde yeni bir engel getirilmektedir.
Sözleşmeli taşıt çalıştırma bir az daha zorlaştırılmaktadır.
KTY otobüs tanımı “Şoförü dahil 9 kişiden fazla yolcu taşımaya uygun olan motorlu taşıtı” ifadesiyle tanımlanmaktadır.
1-Küçük otobüs(Minibüs) Şoförü dahil 9 ila 15 adet arasında oturma yeri olan otobüsü
2-Büyük Otobüs(Şoförü dahil 15 adetten fazla oturma yeri olan otobüsü olarak tarif etmektedir.
Karayolu Trafik Yönetmeliğinde ise
2) Minibüs: Yapısı itibariyle sürücüsü dahil 9 ile 15 oturma yeri olan ve insan taşımak için imal edilmiş bulunan motorlu araçtır.
3) Otobüs: Yapısı itibariyle sürücüsü dahil en az 16 oturma yeri olan ve insan taşımak için imal edilmiş bulunan motorlu araçtır.
d) Araç sınıfları (Ek.: 11.04.2003-25076)
2) M Sınıfı – En az dört tekerlekli ve yolcu taşımasında kullanılan motorlu araçlardır.
2.1) M1 Sınıfı: Yolcu taşımasında kullanılan ve sürücü dahil en fazla 9 oturma yeri olan motorlu araçtır.
2.2) M2 Sınıfı: Yolcu taşımasında kullanılan, sürücü dahil 9’dan fazla oturma yeri olan ve azami ağırlığı 5 tonu aşmayan motorlu araçtır.
2.3) M3 Sınıfı: Yolcu taşımasında kullanılan, sürücü dahil 9’dan fazla oturma yeri olan ve azami ağırlığı 5 tonu aşan motorlu araçtır.
Her iki yönetmelikten anladığım kadarıyla ve otobüs koltuk kapasitelerine ve araçların ağırlıklarına göre sınıflandırılmıştır.
Sözleşmeli araç çalıştırma şartlarında yapılan değişiklikle yönetmelikte getirilen şudur.
Küçük otobüse, küçük otobüs, Büyük otobüse, büyük otobüs sözleşmeli olarak çalıştırılabilecek.
Kiralama oranlarında değişiklik yapılmamıştır.
Küçük otobüs(Minibüs) Şoförü dahil 9 ila 15 adet arasında oturma yeri olan özmal otobüsü olan karşılığı olan aynı cinsten küçük otobüs(Minibüs)Kiralayabilecek. En az 16 koltuk kapasitesinin üzerinde otobüs kiralayamayacak.
Büyük Otobüs(Şoförü dahil 15 adetten fazla oturma yeri olan otobüsü) olan taşımacı karşılığı olan aynı cinsten olan büyük otobüs kiralayabilecek.
Yönetmeliğe göre Öz mal koltuk kapasitesine bakıldığında araçların adedine göre cinsine bakılacak ise taşıma kapasitesinin altında olan bir taşıtı sözleşmeli olarak kiralamak istenirse ne olur sorusunun cevabı açık bir hüküm olmadığına göre her halde kiralayabilecektir.
Sektörün itirazı, sektörün sıkıntılarının olduğu verimliliğin karlılığın sağlanamadığı bir dönemde İşletmelerin sözleşmeli olarak çalıştırılacakları taşıtların kiralanmasını ve çalıştırılmasını önemli oranda engelleyeceği, bireysel taşımacıları zora sokacağı, otobüs işletmeleri üzerinde yeni mali yükler getireceği ve özmal ve sözleşmeli taşıt oranlarını şehirlerarası otobüs işletmelerinin aleyhine bozacağını dile getirilmektedir.
Bir dereceye kadar eleştiriler doğrudur.
Kendi öz mal otobüsleriyle hizmet veren küçük işletmelerin bazılarının durumdan memnun olduklarını da gözlemliyorum. Yapılan toplantılarda ikili görüşmelerimde bunu açıkça ifade edenler de var. Sektörde bu yolla haksız rekabete sebep olunduğunu, hülle yapıldığını el taşıyla kuş vurulmaya devam edildiğini söyleyenler var.
Bu sayede bazı ulusal işletmelerin yeterli sermaye birikimi olmasına rağmen verimli görülmeyerek öz mal otobüs alımı yapmadığı, 9-16 ve 25 kişilik servis araçları alımı yapılarak sözleşmeli taşıt çalıştırma adedini arttırdığı belirtiliyor. Bu sayede işletme araç sayısını artırıp sözleşmeli otobüslerle yeni hatlar açıldığı seferler düzenlendiği bu şekilde sektör içinde haksız rekabete sebep olunduğu ifade ediliyor.
Eleştirilerin doğruluk payı var, ancak bugüne kadar yönetmelik buna izin vermiş olması dolayısıyla bu uygulamalar yapılabilmiştir. İşletmeler böyle yapıyorlar hâkim duruma geçiyorlar ahtapot gibi verimli verimsiz her yere hat açıyorlar sefer düzenliyorlar diye suçlanamaz.
Sektör sözleşmeli araçtan, özmal taşıt sahipliğine son iki yıl içinde hızla gerçekleştiriyor. Zorlama ve düzenleme olmadan geleceği öngörerek kendi içinde zaten yavaş, yavaş gerçekleştirdi.
Bunu nereden anlıyoruz der iseniz yetki belgelerine kayıtlı araç sayılarından anlayabiliyoruz.
Karayolu yurt içi yolcu taşımacılığında bugün itibariyle sözleşmeli taşıt çalıştırma oranı yüzde elli ellidir. Grup ve arızı taşımalar da dâhil edildiğinde oran değişmiyor gene yarı yarıyadır.
Uluslar arası yolcu taşımalarında ise öz mal ağırlıklıdır.
Bu nedenle sektörün sözleşmeli araç ağırlıklı çalıştığı bilgisine katılmıyorum.
Özmal minibüse otobüs kiralanması mantığını ve bunda ısrar edilmesini ben de anlamakta güçlük çekiyorum. Bilgi eksiklimiz olduğu için minibüse acaba kaç otobüs kiralanmış bilgimiz var mı?
Benim yok. İşletmelere yeni araç alımına zorlayacak uygulamanın sonucunda, ortaya çıkacak atıl kapasitenin nasıl eritileceği bellidir.
D2 Yetki belgesi üzerine kayacaktır.
Şözleşmeli taşıt konusunda yapılan eleştirilere bugüne kadar yönetmelik değişikliği yapılmadan önce sektör iç eleştiri olarak yapılmış olsa idi bir anlam kazanırdı.
Bugün yapılmış olmasının hiçbir anlamı yoktur. Bilinenin ancak birçok nedenlerle bugüne kadar dile getirmediğimiz, getiremediğimiz yanlışların, gerçeklerin tekrarı ve itirafı olur. Bir yetki belgesinden diğer yetki belgesine geçiş verimliliği sağlayamayacak aksine D2 yetki belgelerinde talebin üzerinde arz yaratarak arızi ve grup taşımalarına zarar verecektir.
En fazla eleştiri alan değişiklik maddesi;
MADDE 20 – Aynı Yönetmeliğin 56 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının (ğ) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “ğ) 1500 adetten fazla özmal koltuk kapasitesine sahip olanlara; 20 adet hatta ilave olarak her 100 adet özmal koltuk için ilave 1 adet,” “ğ) 1500 adetten fazla özmal koltuk kapasitesine sahip olanlara; 20 adet hatta ilave olarak her 100 adet özmal koltuk için ilave 1 adet,” |
Karayolu Taşıma Yönetmeliği Madde-56 Hat Sayısı 1) fıkrası ğ) bendinin eklenmesi nedeniyle önceden 1501 adet özmal koltuk kapasitesine getirilen mevcut 20 hat üzerinde ilave edilecek 1 hat için 100 adet özmal koltuk kapasitesinin istenmesi, sektörümüzün yapısının tamamen değişmesine sebep olacaktır.
Sınırsız hat ve sefer düzenleme yetkisine sahip yurt geneline sefer düzenleyen işletmelerce, yasa ve yönetmelikle kendilerine verilmiş bu haklarının geri alınması olarak algılanmakta ve ulusal büyük firmalar tarafından tepki gösterilmektedir.
Küçük işletmeler ise bu karara ve uygulamaya son derece olumlu bakmaktadırlar.
Sektör burada ikileme ve çelişkiye düşmüştür. Büyüklerin zararına küçüklerin menfaatinedir en azından uygulanacak hükümler onlara zarar vermemektedir.
Özmal 1501 koltuk kapasitesinin üzerinde ve sınırsız hat alabilme imkânına sahip olan işletmelerin özmal ve sözleşmeli taşıtlarla geçekleştirdikleri mevcut faaliyet gösterdikleri hatların bazılarından çekilmek zorunda kalacakları endişesini yaşamakta ve dile getirmektedirler.
Yönetmelikte yapılan sektörümüze getirilen yeni değişikliklere bir bütün olarak bakmamız lazım.
1- Sektörde tröstleşme ve tekelleşmenin önüne engel getirilmektedir.
2- İşletmeler yatırıma zorlanmaktadır.
2- Sınırsız hat ve sefer düzenlemeye kısıtlama getirilmiştir, ucu açık değildir.
3-Belli güzergâhlarda ve seferlere bugünden sonra kısıtlama getirilebilecektir.
2-İşletmelerden mali yeterlilik şartını sağlamaları reel olarak istenmektedir.
3-Hat ve sefer sahibi olmada en önemli ölçüt öz mal taşıt sayısıdır.
4- Karayolu yolcu taşımacılığı öz mal taşıtlarla çalışacaktır.
5- Sözleşmeli taşıt çalıştırılması kısa vadede bitirilecektir.
Ben bu sonucu çıkarıyorum.
Bu maddeyle getirilen uygulama konusunda tereddütler vardır.
Gerekçesi nedir?
Uygulamada süre verilmediğine göre bugünden sonra yapılan müracaatlarda mı uygulanacak?
Geçiş ve uyum süresinin belirsizliği tarih verilmemiş olmasının gerekçesi nedir?
Sektörde verimliği kaldıracağı görülemiyor mu?
Özmal ve sözleşmeli taşıtlarla gerçekleştirilen mevcut hatların ve seferlerin devamı mümkün olabilecek mi?
Uygulama sadece yeni hat taleplerinde mi uygulanacak?
Uygulamanın nasıl olacağı genelgeyle mi açıklanacak?
Sözleşmeli taşıtların durumu ne olacak?
Küçük işletmelerin durumu ne olacak?
Tekelleşme ve tröstleşme piyasada hakim durum yaratma endişesinin sonucunu getirilen bu uygulamanın sonuçları otobüsçünün sonunu getireceği görülemiyor mu?
Mevcut hatları ve seferleri kaybetmemek için 1500 koltuk kapasitesinin üzerindeki işletmelerin mutlaka araç alma zorunda olmaları işletmeleri zora ve büyük zarara uğratacaktır.
Uygulama işletmelerin bazı hatlardan çekilmeleri veya mevcut hatları kayıp etmemek için yeni otobüs yatırımına gitmelerini öngörmektedir sektörün bu yapısıyla tamamen gereksiz bu yatırımı kaldıramayacağı açıktır.
Sonuç:
Uygulamanın sonuçları sektörümüz için çok ağır olacağı, verimsizliği getireceği, bireysel taşımacılığı, sözleşmeli taşıt çalıştırılmasını büyük oranda önleyeceği, kârlılığı ortadan kaldıracağı yedi sekiz yıldan beri getirilmeye çalışılan karayolu yolcu taşıma sistemini tamamen değiştireceği ifade edilmekte ve getirilmek istenen zorlama modelin uygulanması işletmelerde yeni bir küçülmeye sebep olacağı ifade edilmektedir.
Nusret ERTÜRK
Tüm Otobüsçüler Federasyonu (TOF)
Genel Sekreter
E-Mail: info@ttder.org.tr
E-Mail: sekreterya@tof.org.tr
Tel: (0212) 658 32 10 – 658 20 55
Fax: (0212) 658 32 80
GSM: (0532) 317 33 86