Karayolu Yolcu taşımacılığı sektöründe özellikle yolcu sayılarının en aza indiği kış aylarında taşımacı firmalar tarafından kampanya adı altında indirimler düzenlenmektedir. Bu indirimlerin oranları, bir seferde kaç kişiye uygulanabileceği hususu, Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 57 Maddesinin 5. Bendinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
MADDE 57- Ücret tarifeleri
(5) Yetki belgesi sahipleri tespit edilmiş ücret tarifelerinin üzerinde ücret alamaz ve % 30’dan fazla indirim uygulayamazlar. Ancak, tarifeli yolcu taşımacıları önceden Bakanlıktan izin almak sureti ile belirli bir süre için, sefere çıkardığı taşıtının toplam koltuk sayısının % 10’unu aşmayacak sayıdaki koltuk için herhangi bir orana tabi olmaksızın özel indirim uygulayabilirler.
Sektörde haksız rekabete sebep olan yasal indirim oranlarına uyulmaması, bilet fiyatlarının taban fiyatlarının çok altında satılması ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı sektöründe işlerin azaldığı bu dönemde taraflara acımasızca zarar verecek şekilde yapılması ve artarak devam etmesi dikkat çekicidir.
Bu durum gerekli yasal tedbirlerin alınmamasından, verilen izinlerin takip edilmemesinden, açıkça göz yumulmasından kaynaklanmaktadır. Sektörde satılan biletlerin denetlenmemesinden destek alarak bu günlerde kolayca ve fütursuzca gerçekleştirilebilmektedir.
Firmalar, belli hatlarda ve seferler için aldıkları özel indirim müsaadesini, yönetmeliğin ilgili maddesine uygun olarak afişe etmekte, ancak, fiiliyatta, belirli koltuk kapasitesine uygulanması gereken, indirimi aracın bütününe uygulayarak yönetmeliği ihlal etmektedirler.
Hatta rekabete giriştikleri hatlarda, ücret tarifelerinin %30 altında bileti rahatça satabilmektedirler.
Otogarlara asılan afiş ve panolarla yolcuya duyurulan bu inanılmaz fiyat indirimleri hiçbir yasal engelleme olmadan gerçekleştirilmekte ve sürdürülmektedir.
İşletmeler arasında bazı hatlarda yapılan ve ne amaçla yapıldığına sektörce de anlam verilemeyen fiyat indirimlerinin nasıl gerçekleştirildiği ve alenen tüm seferler için geçerli olduğunun ilan edildiği ve edilebildiği de tarafımca soru işaretidir.
Acımasız rekabetin sonucunda indirilen fiyatların, rakip görülen işletmeye zarar verebilmesi söz konusu olabildiği gibi, İşletmenin kendine ve dolayısıyla tüm sektörümüze zarar vermektedir. Bu durumdan birinci derecede zarar gören sözleşmeli taşımacı yani bireysel taşımacıdır. El taşıyla komşunun kuşunu vurma durumudur… Bu indirimler dolayısıyla, sektörün yaşadığı çelişki, kamuoyunca dikkat çekmektedir.
Kamuoyu nezdinde şikâyet edeceksiniz!
Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyoruz, en yüksek vergileri ödüyoruz, diyeceksiniz.
Sivil Havacılığın, haksız rekabetinden, ucuz ve promosyonlu uçak bilet satış fiyatlarından rahatsız olduğunuzu haksız rekabete sebep olduğunu ve tüketiciyi yanıltıcı ve kandırıcı uygulamalar yapıldığından söz edeceksiniz her fırsatta açıklayacaksınız.
Açıkça para kazanamadığınızı ilan edeceksiniz.
İşlerinizi ve karlılığı arttırmak için seçtiğiniz yol ise rakip firmalarla rekabete girişmek ve fiyat indirmek.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!
Yaptığınız rekabetin ve indirimin, önce kılıfını da hazırlayacaksınız yasal izin alacaksınız.
Ondan sonra da sektörde rakibinizle rekabete girişecek, belli seferlerde ve hatlarda, fiyatları taban fiyatlarının ve taşıma maliyetinin altına çekeceksiniz.
Sektörü kaosa götürecek haksız ve yıkıcı rekabete sebep olan uygulamalara girişeceksiniz
Eleştirdiğimiz sektörün tüm uygulamalarını hatta daha beterini biz kendi aramızda yapıyoruz.
Sormazlar mı bunun hesabını sektöre!
Açıkça soruyorlar, ama biz anlamıyoruz, anlamak istemiyoruz.
Sektör bu durumda bir başka açıdan inandırıcılığını ve kamuoyu nezdinde güvenirliğini sürekli yitirmektedir.
Yaptığı işten kazanç sağlayamayan bu sektör bu kaynağı nereden buluyor?
Kimden ve nereden bu kaynağı sağlıyoruz? Ne kadar sürdürebiliriz?
Bu kadar imkânımız varsa işlerinizi arttırmak için reklam verin, teknolojiye yatırım yapın, hizmet kalitenizi arttırın.
Amacımız ne? İndirim yaptığımız, rekabete giriştiğimiz hatta ve seferlerde ne kadar yolcu artışı bekliyoruz?
Öngördüğümüz artış, zararımızı kapatabilecek ve işletmemizi kâra geçirebilecek mi?
Amacınız rakibinizi bitirmek, o hattan silmek mi?
Bireysel taşımacıyı mı bitirmek?
Özellikle acımasız rekabetin inatla sürdürülmesi durumunda, taraf olan her iki işletme de zarar görür. Büyükşehirlerde Otogarlarda altyapısını oluşturamayan günde bir iki sefer düzenleyen küçük işletmelerin bu tür öldürücü ve acımasız rekabete girişmesi veya büyük işletmelerce hedef olması durumunda, önemli zararlar görmesi, ayakta kalması mümkün değildir.
Rekabetten ve fiyat indirimlerinden yolcunun kârlı çıkacağı düşünülürse de, uzun vadede zarar göreceği açıktır.
Sektörde sürdürülebilir rekabet, sunulan hizmetin kalitesiyle, olmalıdır.
Bilet fiyatıyla olmamalıdır. Bir otobüs içinde farklı fiyat uygulaması yolcunun İşletmeye olan güvenini sarsmakta kandırıldığı aldatıldığı duygusu oluşturacağı düşünülmelidir.
Her ne şekilde, kesilirse kesilsin, haksız rekabetin ve promosyon indirimleriyle gerçek taşıma maliyetinin altında kesilen her bir biletin diğer bir boyutu ise vergiden kaçışı akla getirmesi ve düşük bilet fiyatı nedeniyle az vergi ödemeye sebep olmasıdır..
Sektörde bu günlerde yapılan ve ilan edilen bu inanılmaz fiyat indirimlerinin işletmelerce yasal sınırlar içinde gerçekleştirilmesi mümkün değildir.
Promosyonlu bilet izinleriyle yapılması mümkün değildir.
Kimi kandırıyorsunuz?
Yolcuyu mu?
Sektörü mü?
Ulaştırma Bakanlığı’nı mı?
Bu durumda Taşıma kanunu ve Yönetmeliği hiçe sayılmaktadır.
Başta yolcu olmak üzere hepimizi kandırmaktır.
Benim tespitlerim bunlardır.
Önlenmesi hususunda ise Ulaştırma Bakanlığına Kanun ve Yönetmelikten kaynaklanan yaptırım ve yasaklama gücünü kullanmasıdır.
Sektörü kaosa götüren, haksız ve yıkıcı rekabet ortamını giderek tahammül edilemez hale getiren bu tür uygulamaların bakanlık tarafından sıkı denetim altında tutulması büyük önem arz etmektedir.
Gerek sektörün büyüklüğü gerekse de Ulaştırma Bakanlığı denetim birimlerinin yeterli sayıda kadrolara sahip olmaması sektörün kendini denetlemesi sonucunu doğurmaktadır. Firmalar tarafından yapılan ihlaller sektör mensupları tarafından belgeleriyle ihbar edilmektedir. Yapılan bu ihbarların Bakanlık tarafından hızlı bir şekilde değerlendirilmesi ve ihbarı yapan firmaya sonuçla ilgili bilgi verilmesi otokontrolü daha da kuvvetli hale getirecektir.
Bununla birlikte bakanlığın denetim gücünü arttırması yaptırımların yeterli hale getirilmesi bu ihlalleri önleyecektir.
Haksız rekabet ortamı yaratan bu uygulamanın önüne geçmek için alternatif çözüm önerilerimiz ise;
• Müsaade koşullarını ihlal ettiği tespit edilen firmaların müsaadelerinin iptal edilmesi,
• Kampanyalarına ait reklâm/tanıtım materyallerinin kaldırılması,
• İhlalin tespit edildiği tarihten itibaren 2 yıl boyunca benzer bir kampanyayı düzenleme izni verilmemesi,
• Esas olarak ise bu tür kampanya ve indirimlerin tamamen kaldırılmasıdır.
Ayrıca; tüketiciyi aldatan ve sektörler arasında diğer bir rekabeti yaratan havayollarında da benzer uygulamalara müsaade edilmemesi, sektörümüze emsal teşkil etmesi açısından sakınca yaratmaktadır.
Onlarda var bizde neden yok anlayışı ve talebi maalesef şimdi sektörümüze zarar vermektedir.
Kurallarıyla uygulanmadığı için Sektörel denetimi yapamadığımız için maalesef bu gün kaldırılsın noktasına gelmiş bulunuyoruz.
Yukarıda yazdığımız tedbirlerin alınması karayolu yolcu taşımacılığı sektöründeki sorunlardan bir kısmına çare olacaktır.
Ümit ederim.
Bu vesileyle
2011 Yılının Sektörümüze, milletimize
hayırlar getirmesini temenni ediyorum…
Nusret ERTÜRK
TOF. Tüm Otobüsçüler Federasyonu
Genel Sekreteri
E-Mail: info@ttder.org.tr
Tel: (0532) 317 33 86