Bundan 6 yıl önce bize Anadolu Otogarı yapacağız diye geldiklerinde, 3 yazıhane için para yatırdık ve hisselerini satın aldık. Yaklaşık 2 yıl önce de, Anadolu Otogarı’ndan vazgeçtik deyip, paralarımızı geri verdiler. İlk hisseler verildiğinde Anadolu Ticari Yatırımlar adı altında bir şirket kuruldu, hepimiz bu şirketin ortağı olduk.
O dönem ki hesaplara göre Anadolu Otogarı’nın bütün işleri bu şirket üzerinden yürüyordu. Ancak biz paraları verdikten sonra kimse ne aradı ne sordu. Sonra otogar işi yan yatıp bize paralarımız dağıtılınca bir de öğrendik ki, bu paranın bir de faizi varmış. Faiz parası önemli değil ama, neden bizden saklandı anlayamadık. Sonuçta bizler şirketin ortaklarıydık. Bizim adımıza iş yürütenlerin bir sözüne bir imza verdik.
Bir düşünün, bu devirde kim verir bir söze bir imza. İşi yürütenler sektörün adamları, yakından tanıyoruz dedik, güvendik. Sonunda geldiğimiz noktada ise bu şirkete Anadolu Otogarı için para yatıran firma ve yazıhaneciler kandırıldı diye düşünüyorum. Şimdi ortada böyle bir faiz parası var iken, hisselerimiz verdiğinde yasal olarak bunlarında hisse sahiplerine dağıtılması gerekmez miydi? O zaman neden şirket kurduk ki. Bize deseydiniz ki, bu paraları bize bağışlayın, bağışlardık. Şirket-mirket hikâyesiyle milleti kandırmak da ne demek. Öyleyse siz paravan bir yapı kurup milleti kandırdınız.
Emin olun kimse o faiz parasının peşine düşmez. Gelse deseler ki, müşkül durumdayız, bize verin bu paraları deseler herkes gönüllü verir. Ama yangından mal kaçırır gibi, her şeyi bir anda oldubittiye getirmenin de bir adı vardır herhalde. Şu anda kimseye söz söylemek istemiyorum ama, bu faiz parasını bizden saklayıp üzerine yatanlar hakkında, bir takım davalar açılmış. Bekleyip sonucu göreceğiz. Davada bize de şahitlik düşerse, o gün kurduğumuz şirkette neler yaşandığını anlatırız. Kimsenin ahı, kimsede kalmaz!..
Burhan Şahin
E-mail: burhansahin2013@gmail.com