"Evrende iki ulu yol vardır; gökyüzünde Samanyolu, yeryüzünde İpek Yolu" (Özbek Atasözü)
Ulaştırma tarihinin özü İpek Yolu demiştik. Gerçekten de öyledir. Öncelikle insanlık medeniyetinin en önemli ulaşım ağı durumundaki İpek Yolu hakkında yanlış bilgilere değinelim. Her ne kadar M.Ö. 100 yıllarında başlandığı varsayılsa da bazı arkeolojik çalışmalarla M.Ö. 3000 yıllarına ait diğer kıtalara ait eserler bulunmuştur.
Başlangıcının Asya topluluklarının göç hareketleri ile başladığı güzergâhların da göç yollarının kullanılması ile oluştuğu, göç yollarının zamanla bir ticaret yolu haline geldiği anlaşılmaktadır. İpek yolu, dünya çevresinin yaklaşık üçte birinden daha fazla bir mesafesini katetmekteydi.
İpek Yolu bir yol değildir
İpek Yolu birçok ana ve tali yolardan oluşan bir ağ’dır aslında. Asya’nın kuzeyinden, Rusya steplerinden Hazar’ın ve Karadeniz’in kuzeyine, Takmamakan Çölü’nden Pamir Dağı’na, Afganistan’dan Hindistan’a, İran’dan Anadolu’ya, Çin’den Romaya, Moğolistan’dan Mezopotamya’ya adeta ulaşım ağı şeklinde bir kapsam göstermiştir. Bu yol hatlarının oluşumu, döneminin özelliği gereği güvenlik ve geçiş kolaylığı niteliklerine göre gerçekleşmiştir.
İpek Yolu’nda sadece ipek taşınmazdı
İpek yolu ismi yaklaşık yüz yıl önce Alman coğrafyacı Ferdinand von Richthofen Çin’i konu alan bir araştırmasında ilk defa İpek Yolu tabirini kullanmıştır. Ancak kesin olan bir şey varsa İpek bu ulaşım ağında taşınan en değerli ve gözde eşya konumunda idi. İpeğin önemi sadece maddi olarak değil gizeminden de kaynaklanmakta idi. İpeğin en önemli müşterisi konumunda olan Romalı’lar İpeğin nasıl üretildiğini bilmemekteydiler. O zamanki yaygın kanı İpek ağacı denilen bir ağaçtan elde edildiği yönünde ise de üretimi bir gizem niteliğindeydi.
Bu çok değerli ve gözde mamul ile beraber, porselen, takı eşyaları, cam ve toprak işlemeleri, baharatlar, çeşitli kumaşlar ve daha nice ticari mallar bu yoldan taşınmaktaydı. Bilimsel bilgi ve tecrübeler, sanat ve sanat eserleri, dinler ve mezhepler, keşifler ve kaşifler, sosyal yaşam hatta aşklar bile İpek Yolu’nda kıtalardan kıtalara seyahat ederdi.
İpek Yolu’nda bir ticari mal Çin’den Roma’ya kadar tek bir kervan (taşımacı) tarafından ulaştırılmazdı.
İpek Yolu’nu bir yol değil, ticari bir bölge gibi düşünmeliyiz. Öyle bir sistemden bahsediyoruz ki insanlık bir benzerini daha asla yapamamıştır. Tam manası ile entegre olmuş, kombine taşımanın, serbest ticaretin, konaklama tesislerinin, global alışverişin ve mal akışının sağlandığı sistem, bugün bile yapılabilenin ötesindedir.
Mallar üretim yerinden (İpek için Xi’an-Çin) çıkar ve İpek Yolu’ndaki maceralarına başlarlardı. Yol boyunca kurulmuş olan pazarlarda ve büyük ticari kentlerde mallar satılırdı. Böylece her alışveriş noktasında mallar alınıp satılarak el değiştirir, dolayısı ile yol üzerinde hareketlerine devam ederlerdi. Bu hareket çok sayıda kervanlar (taşımacı) ve tüccarlar tarafından gerçekleştirilirdi. Sanıldığı üzere mal Çin’den çıkıp doğrudan Roma’ya ulaşmaz, el değiştirerek hareket ederdi.
Yine hatırlamakta fayda var ki, İpek Yolu’nda bilim, sanat ve dinler de seyahat ederlerdi, bugün böyle bir yapının olmaması çağımızın en büyük eksikliklerinden biridir.
İpek Yolu (ki ben Ulu İpek Yolu ismini daha çok severim, çünkü fazlasıyla hakediyor bu unvanı) bu özellikleri itibari ile zamanının çok ötesine etki etmiş, şu anki dünyanın gözde şehirlerinden çok daha ilerisinde olan zamanının dünyasının merkezi kentlerini oluşturmuştur. Gerçekten de, İstanbul, Bursa, Ankara, Kırşehir, Erzurum, Tebriz, Meşet, Merv, Taşkent, Buhara, Semarkant, Kaşgar, Hotan, Aksu, Miran, Turfan, Xi’an gibi Ulu İpek Yolu şehirleri sadece ticarette değil aynı zamanda bilimde, sanatta, felsefede ve din bilimlerinde de medeniyete yön vermişlerdir. Günümüzün modern kentlerinden hiç birinin bu özelliklerin tümüne sahip olabileni yoktur yazık ki.
Çağımızın onca teknolojik imkanlarına, Euro-5 sınıfı araçlarımıza, otoyollarımıza, gelişmiş demir-deniz-hava-kara ulaşımımıza rağmen, insanlık olarak böylesi bir sistemi bir daha teşkil edemememiz daima tuhaf gelmiştir bana.
Sevgiyle kalın...
14.03.2012
Alpaslan DOĞAN Ulaştırma ve Lojistik Yönetimi Danışman ve Eğitmeni
E-Mail: a.dogan@ulastirma.biz